26 Aralık 2013 Perşembe

Demek Abi Oluyorsun!!!

Bunca zamandır blogu boşlamış olmamın tek nedeni bu değil tabii; ama nedenlerinden biri olabilir. Bizim Minik Adam, ÇınÇın Abi oluyor! Yazarken bile boğazım düğümleniyor, gözlerim doluyor... Büyülü bir şey içindeyim, tarifi zor. 

Bizim ÇınÇın Abi, yaklaşık 1,5 senedir bir kardeşi olsun istiyordu. Hem gerçekten bebek sevdiğinden, hem de sanırım okuldaki neredeyse bütün "kanka"ları abi ya da abla olduğundan olabilir. Biraz onun gazıyla, ama çokça da ben (ve telkin yoluyla Ahmet :D) bir çocuğu daha yine deli gibi istediğim(iz) için minicik bir kalp daha içimde atmaya başladı; çok şükür!

Gebe olmayı, o minicik hareketleri hissetmeyi, her ultrason randevusundan önce heyecanlanmayı çok ama çok özlemişim. Tabii bu gebelik ilki kadar "olağanüstü" geçmiyor. İnsan süreci yaşayınca daha kontrollü, daha doğal karşılıyormuş. Ve tabii çok daha rahat oluyormuş.

Süreçle ilgili pek çok şeyi biliyorsam da, evde bir abi varken gebe olmak ilk kez yaşadığım bir şey haliyle. Ve bu ilk de ömre bedel! (Maşallah diyelim) ÇınÇın Abi daha şimdiden çok mutlu, çok şefkatli ve çok ilgili! Sabahları "kardeşine" (bilinen cismiyle göbeğime) sarılıp "günaydın" diyor, akşamları karnımı açıp öpüp kokluyor, ileride kardeşiyle yapacaklarından bahsediyor... Şu an her şey iyi gidiyor kısacası! Ve daha doğmadan oluşan bu bağ benim gözlerimi dolduruyor! 

ÇınÇın daha ben gebelik haberimi ilk aldığımda (ve tabii ki kendisine henüz söylememişken), ertesi sabah "anne, doğumgünümde kardeşim senin karnına gelmiş olacak ve kış gelince de kıpır kıpır kıpırdanacak değil mi?" diyerek doktorumuz dahil hepimizi dumur etti önce! Çünkü gerçekten de durum aynen böyle olacaktı -oldu da çok şükür! 12 haftanın dolmasına yakın, ona henüz güzel haberi vermemişken, bir sabah serviste gördüğü herkese "Annemin göbek deliğinden karnına kardeşimi koydular. Havalar sıcak olunca doktor onu oradan çıkaracak, eve getireceğiz ve ben muhteşem bir abi olacağım" diye olayı yorumlayarak herkesi ikinci kez hayretler içinde bıraktı. 

Ama en eğlencelisi, 12 hafta dolduğunda, ultrason fotoğrafını ona gösterip ağabey olacağını müjdelediğimizde verdiği tepkiydi. Sevinçten deliye döndü. Evin içinde "yaşasııın, abi oluyorum, kardeşim karnına geldiii" diye bağıra çağıra dolanırken araya "kardeşim doğduğunda benim beğenebileceğim kadar güzel olacak" diye sıkıştırıverdi :))) Gösterilen ultrason fotoğrafını biz bile bir şeye benzetememişken çocuktan algılamasını beklemek zaten saçmaydı; ama, beyefendi oğlum yine verilebilecek en zarif tepkiyi vermiş oldu!!! Sonra kendi ultrason fotoğraflarını gösterdik, doğum fotoğraflarını gösterip anlattık... ikna oldu gibi. Ama içinden "o kadar istedik, bekledik, gele gele bu uzaylı gelecek demek ki, kısmet, atsan atamazsın da şimdi..." demiş olabilir :)

Pek çok kişi "doğduktan sonra kıskanır" gibi yorumlarda bulunsa ve bu yorumları hiç kulak ardı etmesem de, Hilal'imin dediği gibi, ÇınÇın Abi'nin "negatif kıskançlığıyla" değil (bu terimi ben uydurdum) "severkenki coşkusuyla" baş etmekte zorlanacağımızı tahmin ediyorum yalnızca. Ve tabii, şu anki mutluluğunun ve coşkusunun "lanet olsun"a dönüşmemesi için anne-baba-büyükanne-büyükbaba-hala-dayı tayfası olarak nasıl davranmamız gerektiği konusunda da araştırmalarım sürüyor! Bu noktada destek alacağım arkadaşlarım, dostlarım, akıl hocam (Hilal'im) var çok şükür! 

Daha yazacak çok şey var, ama onu da bir sonraki yazıya bırakayım. Bundan sonra bu blog bir değil, iki minik adamın blogu olacak umarım. Ve umarım, Çınar'ın maceralarını yazdığım istikrarla, "Limon"un maceralarını da buraya not düşebilirim!