23 Şubat 2016 Salı

Binbir Çiçek'te Oyun Grupları ve Rüzgar'ın Deneyimi!

Aşağıda okumak üzere olduğunuz oyun grubu yazısının iki kısmı var: Oyun Grubunda Neler Yapılıyor ve Bizim Deneyimimiz... bence sonuna kadar okuyun; ya da önce sonunu okuyun, sonra başa geçin. Siz bilirsiniz :)

Binbir Çiçek'in Çınar'ın mezun olduğu yuva olduğunu (linke tıklayınca açılan sayfadaki kafası karışık yavru da Çınar'ın ta kendisi!) blogu eskiden beri takip edenler biliyorlar. Hilal'i ve diğer tüm öğretmenleri ne kadar çok sevdiğimizi de. Rüzgar'ın Aylin Ablası'ndan memnun olduğumuzdan kreşi biraz daha sonraya bıraksak da (azıcık da Çınar'ın okuldan karşılanabilmesi için), hem biraz sosyalleşmesi hem de gelişiminin takip edilmesi için Binbir Çiçek'in cumartesi günleri düzenlediği oyun grubuna götürelim dedik. 

Oyun grubu yarım saat müzik dersi, yarım saat resim dersi ve iki ders arasında 15 dakika atıştırma zamanından oluşan 1 saat 15 dakikalık bir aktivite zamanı aslında.  Müzik dersini Mine Öğretmen, resim dersini de Ayşegül Öğretmen yürütüyor; Hilal de derslere girip çıkarak çocukları gözlemliyor. Üçü de dünyanın en şeker ve çocuklarla iletişimi en tatlı insanları! Toplam 8 hafta süren oyun grubu, Cumartesi günleri 10:00 - 11:15 saatleri arasında yapılıyor. (Daha fazla bilgi için TIKTIK) Son oyun grubu günü ise Veda Partisi ile bitiyor.


Müzik dersi daha çok çocukların hızlı-yavaş gibi ritm duygusunu geliştirmeye yönelik aktivitelerle geçiyor. Seçilen müzikler çok eğlenceli. Müzikteki duyguya göre öğretmen bir kompoziasyon yazıyor ve çocukları ritme göre yönlendiriyor. Bazen toplar, bazen ziller, bazen davullar devreye giriyor. Hep birlikte dans edildiği gibi, çocuklardan "sırayla" yapılması beklenen aktiviteler de oluyor. Kısacası, derste çocukla ilgili pek çok konuda gözlem yapmak ve çocuğu bir toplulukla birlikte ya da topluluğa uyarak hareket etmeye yönlendirmek mümkün. 






Resim dersinde ise rengarenk kartonların üzerine zararsız boyalarla, oyun hamurlarıyla, ve çeşitli baskı malzemeleriyle (ip, yaprak, vb) resimler yapıyorlar. Bazen de, duvarı kağıtla kaplayıp daha özgürce boyuyorlar. Tabii Rüzgar'ın yaş grubu için yönergeye göre resim yapmak çok kolay değil; ama, boyalarla "kirlenmeyi" öğrenmeleri ve renkleri keşfetmeleri için çok güzel bir yarım saat. Pek çok boyadan ve kirlenmekten korkan çocuğa çok iyi geldiğini gözlemledim katıldığımız iki dönem boyunca! 




Atıştırma saatinde ise masada iki tür sağlıklı besin ve bir de içecek bulunuyor. Portakal ve tam buğday ekmeği ile ıhlamur benim en sevdiğim örnek mönü mesela. Atıştırmaların illa "fantastik" olması gerekmediğini de "süper anne (!)" kafamıza yazmış oluyoruz böylece. Bir yandan da, çocukların birbirilerine bakarak yemek yeme davranışını nasıl geliştirdiklerini keyifle izliyoruz. 


Oyun grubu 18 aylıktan büyük, 36 aylıktan küçük çocuklar için. Bunun nedeni "kendi başına iş yapabiliyor olmaları"nı garantilemek. Ama derseniz ki "benim oğlum/kızım 16-17 aylık ama kendi başına bir sürü şey yaapbiliyor"; o zaman da kapıları açık. Daha ayrıntılı bilgi için (öğretmenler, koordinatör, yapılan etkinlikler vb) BURAYA tıklayabilir ve Binbir Çiçek Yuva'nın 0312 448 18 18 numaralı telefonundan bilgi alabilirsiniz. 

Gelelim bizim Rüzgar'la deneyimimize. Şimdi efendim, Rüzgar tam bir Boğa burcu, tam bir asi ruh. Biraz fazla asi ve başına buyruk! Bu 16 hafta içinde müzik ve resim dersinde de acayip kafasına göre takıldı. Müzikleri çok sevdi, hatta CD'yi evde de dinlediğimize mutlulukla dans etti, tepki verdi. Resim dersinde de boyalarla yalnızca kendi kağıdını değil, diğer çocukların kağıdını, kıyafetlerini, saçını, başını, her yerini boyadı. Tam bir sanatsever Boğa burcu olduğunu tüm gruba kanıtladı. Atıştırmalıkları da kah yedi, kah çeşitli sulu deneyler yapmayı tercih etti. Çocuklarla birlikte olmayı sevdiğini, onlarla iletişim kurmaktan hoşlandığını gidip ona buna sarılmasından da anlamış olduk. 


İlk dönem Veda Partisi'nden

İkinci dönem Veda Partisi'nden

Peki biz ne öğrendik bu oyun gruplarından? Rüzgar'ın fazlaca başına buyruk ve kendi takılmayı seven bir tip olduğunu, ama bu kadar soyutlamanın onun ilerideki sosyal yaşamına sekte vurabilecek düzeye yaklaşmış olduğunu öğrendik. Hilal durumu iyi yakalayıp, bizi bu konuda çok iyi yönlendirdi. Biz de uyarıyı aldık, ve "ya ne güzel işte kendi kendine takılıyor bu çocuk da" dememizin Rüzgar özelinde çok da iyi bir yaklaşım olmadığını öğrendik. Bu yüzden şimdi ona "başkalarıyla birlikte, kendinden de taviz vererek oynamanın" da eğlenceli bir şey olduğunu anlatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yalnız takılmasına hiç izin vermeden tepesindeyiz, sürekli oyun ve iletişim haline geçtik. 4 yaşına kadar çocukların eğilimleri ve gelişimleri epey manipüle edilebiliyormuş. Umarım biz de Rüzgar'ı oyun çocuğu yapabileceğiz :) 

Şimdi bu iki bölümden ortak çıkarım olarak, oyun grubuna 2 yaş civarı çocuğunuzu Picasso olsun ya da davula ritimle vursun diye göndermeyin. Bu beklentiye gelen velileri de fark etmedim değil :) Aslında çocuğunuzun toplum içindeki davranışlarını gözlemlemek, gidişatını tahlil etmek -ya da işin uzmanının tahlil etmesini sağlamak- için de gidin. İlla çocuğunuzda bir sorun olması da gerekmiyor. Sosyal bir ortamda başkalarıyla bir arada hareket etmeyi öğrenmeye başlaması da önemli! Bu arada duyduğu müzikler, katıldığı eğlence, öğrendiği danslar ve yaptığı boyamalar da yanınıza kar kalsın! 

Şu anki oyun grubu geçen hafta başladı; ama her grup sonunda telafi dersi olduğu için geç kalmış sayılmazsınız (20 Nisan'da bitiyor). Bir sonraki grup ise 20 Nisan'dan sonra başlayacak ve 8 hafta sürecek. Bence çocuğunuza bir iyilik yapın ve bir üst paragraftaki bakış açısıyla en azından bir deneme dersine gidin :)

Sevgiler!