7 Kasım 2010 Pazar

Mavi ve Kamyon Hakkımız, Söke Söke Alırız!

Son günlerde, kafamı meşgul eden ve işin doğrusu beni üzen bir konu dolaşıyor "blog dünyası"nda. Kız çocuk/erkek çocuk annesi olmak ve erkek çocuk annelerinin davranışları üzerine...

İşin aslı şu ki, "kız" veya "erkek" çocuk annesi tanımlamalarını, ancak arkadaşlarımla şakalaşırken kullanırken, birden bu ayrımın içinde ve hatta "negatif" tarafında buldum kendimi! Ben genelde, çocuğumun cinsiyetinden bağımsız olarak, yalnızca "anne"yi tercih ediyorum. Her neyse. 

Bu ayrımı yapmanın, bu yazıyı yazdıracak kadar sinir bozucu bir tarafı yok tabii. İşin bana garip gelen kısmı, "erkek anneleri"ne yüklenen yük. Görüyorum ki, oğlumuza mutfak oyuncakları almazsak, en az bir tane pembe eşyası ve bebeği olmazsa, ama bunun yanında tekerlekli oyuncakları (araba, kamyon, kepçe, tır, vs vs) odasında önemli bir yer kaplıyorsa, "cinsiyet ayrımcısı bir çocuk" yetiştiriyoruz diye suçlanmamız an meselesi! Bence bu konuda gerçekten bir baskı var "erkek anneleri"nin üstünde. Çünkü, ne zaman buna benzer bir konu geçse, "erkek anneleri" hemen "benim oğlumun x eşyası pembe, zaten bebeği ve mutfak oyuncakları da var, hiiiiç ama hiç kamyon almadık ona bugüne kadar..." diye kendilerini savunmaya başlıyorlar.

Neden? Neden hep biz "erkek anneleri" savunma yapmak zorundayız? Neden hep ama hep biz işin "dikkatli olması gereken" kısmıyız? "Kız anneleri"nin işi çok kolay doğrusu. Baskı yok, dert yok! 

Yaşasın pozitif ayrımcılık!

Neden kız çocuklar hem bebekle oynayabiliyor, hem mavi hem pembe giyebiliyor, hem kamyonla arabayla oynayabiliyor da erkek çocuklar, sırf anaları cinsiyet ayrımcılığıyla suçlanmasın diye kamyonlarından ve mavi renkten uzaklaştırılıyorlar?

Biz, kendi kafamızda bir şey kurup düşünüyoruz, ordan burdan etkilenerek ya da tamamen özgür irademizle bir karar veriyoruz, ve sonra çocuklarımızın tercihlerini yok sayıp sırf o kafamızdaki şeye uysunlar diye uğraşıp duruyoruz. Peki, bu ne kadar doğru?

Evet, tabii ki toplumda kadınlar daha çok eziliyorlar ve bunu yapan erkekler ve o erkekleri de yine kadınlar yetiştiriyor... Ama, çağın değiştiğinin, geleneksel baba rolünün kentlerde çoğunlukla soyunun tükendiğinin, annelerin hali hazırda meslek sahibi (olmasa bile, kendinin farkında olan) kişiler olduğunun farkındayız, değil mi? Ve işin oyuncakta bitmediğinin, asıl meselenin aile yapısı ve baba modelinde olduğunun, bunun yanında, kız ve erkek çocukların, biz hiçbir yönlendirme yapmasak bile çeşitli oyuncaklara yönelebileceğini, çoğunun da hali hazırda bu yönde seçim yapmış olduğunu yazmama da gerek yok bence aslında. 

Ve birileri çıkıp bunlardan bahsetmese de, biz "erkek anneleri" çocuğumuzun bir cinsiyet ayrımcısı olarak yetişmemesi için elimizden geleni yapıyoruz ve bu konuda düşünüyoruz. Biz de kadınız çünkü. Hadi bunu da yazmış olayım da, "kız anneleri" rahatlasınlar!

Geçen gün, bir restorandan çıkarken, Çınar süpürge-faraş ikilisini gördü ve başladı süpürmeye. Orada oturan bir amca "ya alın şunları çocuğun elinden, erkek değil mi bu?" dedi. "Evet erkek, niye ne güzel süpürüyor işte" dedim gülerek. "Ya bırak allah aşkına, yarın öbür gün evlenince de yapmaya kalkar" dedi (hafiften sinirli). "Keşke yapsa, ne güzel, kayınvalide olarak ne kadar çok hayır dua alırım" dedim (yine gülerek). 

İşte bu adamın çocuğu cinsiyet ayrımcısı olabilir. Benim kamyon, kepçe, dozer, tır, vs vs seven oğlum değil...

Sırf eline süpürge aldı diye de değil; onun annesi de, babası da böyle bir erkek olarak büyümesine fırsat vermezler de ondan.

Ülkemizde ve dünyada çok daha önemli bir sürü sorun ve dert varken, "oyuncak" konusuna daha fazla vakit harcamamak adına bu yazıyı yorumlara kapatıyorum. Hepimiz bence artık, çok daha anlamlı konularda düşünelim ve yazalım diyor; iğneyi de, çuvaldızı da kendime batırıyorum.