27 Ocak 2011 Perşembe

Kurtarıcı Çınar Maceraları -1

Herşey Calliou ile başladı... Calliou'nun "Kurtarıcı Calliou/Calliou to the Rescue" bölümüyle. O bölümde, Calliou'nun kedisi Gilbert ağaçta mahsur kalır ve onu kurtarmak için Calliou'nun babası itfaiyeyi çağırır!

Ve "naaa-niii diye ses çıkaran, ışıkları yanıp sönen kırmızı itfaiye arabasını" gören Çınar için yeni bir dönem başlar: Kurtarma araçları dönemi!




O günden beri gündemimiz "naaaaniii diye ses çıkaran ve ışıkları yanıp sönen araçlar": itfaiye aracı, ambulans, polis arabası ve en son çekici (naaniii yapmasa da). Çocuğun bütün günü bu araçları sayıklamakla geçince, biz de babasıyla bu kurtarma araçlarının gerçeklerini gösterelim, dedik. Hem meslekler hakkında -henüz çok anlayamasa da- bir fikri olsun, hem de çizgi film/oyuncak/resim yerine gerçeklerini görsün diye.

Önce, Kurtuluş itfaiyesine gittik. Orada çok şeker bir itfaiye şefi bizi karşıladı, Çınar'a itfaiye araçlarını tanıttı. Hatta bir itfaiye kamyonuna bindirip direksiyonu çevirmesine izin verdi, ışıklarını yaktı ve sirenini çaldı! Yavrumun nutku tutuldu, evde bıcır bıcır konuşan çocuk sustu kaldı :) Ama acısını evde çıkardı, merak etmeyin; haftalarca bize ve anneannesine ve dedesine ve dayısına ve karşılaştığı herkese itfaiye macerasını anlattı! (Kurtuluş itfaiyesine yeniden çok teşekkür ederiz...)




İtfaiyeyi "elde edince" Çınar bu sefer de ambulans sayıklamaya başladı... Ne şanslıyız ki, acil servis doktoru olan bir Çiğdem Teyze'miz var! Kendisinden rica ettik, nöbetçi olduğu bir gün, çalıştığı sağlık ocağına davet etti bizi. Çınar'ı ambulansa bindirdi. Ambulansın arkasında, hastaların yattığı kısmı gösterdi. Her ne kadar Çınar "ben ambulansı süüüceeeem" diye ambulansı "gerçekten" sürmek isteyip arıza çıkardıysa da, pek memnun oldu oğlum... Teşekkürler sevgili Çiğdem Teyze'miz!


Biz, anne-baba olarak, imkan varsa bu tür "gerçek deneyimler"in çocuğa çok şey kattığını düşünüyoruz ve bu imkanları yaratmaya çalışıyoruz. Yalnızca kitapta/çizgi filmde görmek ve oyuncaklarıyla oynamak yerine "gerçeği bu" demek, Çınar'ın "gerçeklerini" hissetmesini sağlamak ve bir yerde de "sınırlarını anlamasına" yardımcı olmak çok hoşumuza gidiyor.

Şimdi sırada "polis arabası" ve "çekici kamyon" var :) Hadi ilki kolay da (Tunalı'ya her gezmeye gittiğimizde en az 1-2 tane görüyoruz), ikincisi için artık gece farları açık bırakıp aküyü mü bitiririz, ne yaparız bilemiyorum!

:)

NOT: Bu yazıyı da, beni dürten sevgili arkadaşım Seda'ya armağan ediyorum :P
NOT-2: Geçen hafta cuma blogumun doğumgünü idi... 1 senedir Minik Adamın Maceralarını yazıyorum; sizler de okuyorsunuz... Çınar'ımın maceralarını benimle paylaştığınız için hepinize teşekkürler, sevgiler...

2 yorum:

Seda dedi ki...

Iyi ki durtmusum o zaman diyorum. :)Ben kaciriyorum resimleri videlolari Nurturia'da, hazir blog var, ne guzel yaz iste kacirmayalim :)optum Cinar'cimi kocaman!

Seda dedi ki...

Bu arada Sila'ya videoyu seyrettirdim, Cinar diye hevesle geldi..Ortadan sonra biraz yavas gelisiyor diye video "ben bunu begenmedim" dedi :) Cinar'a ilet lutfen,hizli action videolar istiyoruz (sen misin ithaf eden...:)