5 Şubat 2013 Salı

Arkadaşlarla Gideriz...

Geçen cumartesi anneannesi Çınar'ı tiyatroya götürmeye niyetlenmiş. Pembe Kurbağa'dan bir oyun seçmişler, evlerine de yakın. Sabah kalktığında Çınar'a sormuş "seni tiyatroya götüreyim mi bugün, ister misin?" diye. Yanıt şu olmuş:

"Yok, gerek yok... okuldan arkadaşlarla gideriz biz!"

Ben bu cümleyi kurabildiğimde ortaokuldaydım sanırım!

Biz karar verdik, bu çocuğu ilkokuldan itibaren İsviçre'de yatılı okutacağız; başka türlü başa çıkamayacağız zira!


NOT: Kendisindeki bu boyundan büyük özgüvenin gelişmesini her türlü sosyal aktiviteyle ve akıllarına gelen herşeyi özgürce -kızılmayacağını bilerek- söyleme fırsatı sunarak destekleyen okulumuz Binbir Çiçek'e bir kez daha huzurlarınızda teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim! Mümkünse bize de bununla nasıl baş edeceğimizi bi' anlatıverirlerse pek memnun olacağız ailecek :) Her diyaloğun sonunda gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalmaktan yorgun düştük zira...

9 yorum:

Unknown dedi ki...

hahahaha kahkahalarla okudum:))

larcencielblog dedi ki...

Biz de kopuyoruz da Merve'cim, ilerisi korkutuyor işte :P

Kurdeleli Kedi dedi ki...

ehehhh özgüvenini yesinler onun :)

Di dedi ki...

Daha nelermduyacagiz acaba :)) supersin Çınnn

larcencielblog dedi ki...

Kurdeleli Kedi, bu kadarı da fazla yani :))

Di'cim, her seferinde "daha da şaşırmam" diyorum, her seferinde daha çok şaşırıyorum :)

yasemink dedi ki...

Ekin'i rahatlikla emanet edebilecegim bir abisi olmasi süper:))

larcencielblog dedi ki...

Tabii Yaso'cum, abisi gezdirir kızımı :)

Didem dedi ki...

dediğin gibi bu yaşta bu özgüvene sahip olmasını destekleyen bir okul (ve aile -kendinizi niye olayın dışında tutuyorsun) ortamına sahip olduğu için çok şanslı Çınar :)
İstanbul-Bahçelievler'de bir Avrupa Birliği projesi olarak bazı devlet okullarında Montessori eğitimi veren anasınıfları açılıyor/açılacak.
konuyla ilgili toplantıda öğretmenler olarak yazdığınla benzer endişeleri dile getirmiştik: Montessori sınıflarında eğitim alan çocuklar ilkokulda bu eğitimi almamış ya da hiç anasınıfı eğitimi almamış çocuklarla bir arada olduklarında bundan olumsuz etkilenmeyecekler mi? (İstanbul'da anasınıfı eğitimi zorunlu değil çünkü)
Fatih Üniversitesi'nden Prof. Dr. Adem Güneş bu endişelerin yersiz olduğunu ve bu yaşlarda edinilen kazanımların sağlam temellerle oluştuğunu ve çocukların tahmin ettiğimiz kadar/şekilde örselenmeyeceğini düşündüğünü söylemişti. umarım öyledir.

larcencielblog dedi ki...

Didem Merhaba,

Aslında aile olarak kendimiz dışında tutmuyorum; fakat bizim de algımız okul sayesinde değişti, diyebilirim.

Ben bu eğitime şu açıdan bakıyorum: Çınar bu okulda kendi kendine bir şeyler başarabilmeyi, kendine yetebilmeyi, başkalarından takdir almadan da kendi başarılarını görmeyi öğreniyor. Bu hem çocuğun özgüvenini geliştiriyor, hem de mükemmelliyetçi olmasını engelliyor -ki bence çağımızın sorunu bu! Dolayısıyla, ilkokulda bu bakış açısının ona yalnızca yardımcı olacağını düşünüyorum. Evet, belki hiç boş hırsları olmadığı için (ne kendisinin ne bizim) çok çok başarılı bir çocuk olmayacak, ama sorumluluklarını bilip yapması gerekeni yapan bir çocuk olarak güzelce eğitimine devam edeceğini düşünüyorum.

0-6 yaş arası alınan temel çok önemli. Bu anlamda Montessori eğitiminin çocuklara kendi öğrenme hızlarında öğrenmeye fırsat veren, "ben yapabilirim"i destekleyen felsefesini seviyorum. Bunun kimseye bir zararı olacağını da düşünmüyorum. Bakmayın, biz aile olarak bu şekilde eğitim almamış olduğumuz için Çınar karşısında bocalıyoruz :)) Yoksa, bu durum çok hoşumuza gidiyor. Keşke ülkedeki tüm 3-6 yaş arası çocuklar bu eğitimden yararlanabilse. Sonrasında nereye giderlerse gitsinler, kendilerine yeten bireyler olarak yollarına devam ederler :)

Sevgiler, Başak