22 Haziran 2011 Çarşamba

Bir Yıl Önce, Bir Yıl Sonra

Dün, Çınar'ın okkullu hayata başlamasının sene-i devriyesiydi. Bu sabah, ne kadar çok şey oldu, neler değişti diye düşünüyordum... neler değişmemiş ki!

Okkula başladığında 21 aylıktı; şimdi 33 aylık (haha, bu beklenen bir şeydi tabii; tamam, bundan sonrası ciddi...)

Okkula başladığında konuşamayan bir bebeydi (15-20 kelime söylüyordu en fazla); şimdi, "susmayan" bir adam!

Okkula başladığında "bebek sınıfı"nda idi; şimdi, Toddler sınıfında... Gelecek yıl başı Montessori sınıfı...


Okkula başladığında, meyvesini hala foodmill'den geçirip kokteyl şeklinde veriyorduk; şimdi, ağzına soktuğu elma parçalarını görünce annem tıkanıyor resmen!

Okkula başladığında yemeklerini hafif ezilmiş yiyebiliyordu; şimdi, allah ne verdiyse götürebiliyor (maşallah)!

Okkula başladığında ayakta sallanarak uyuyordu; şimdi, yatağına yatıyor, gözlerini kapıyor ve uykuya kendisi dalıyor!

Okkula başladığında çift ayakla zıplayamıyordu; şimdi, tam bir kanguru :)

Okkula başladığında çişini ve kakasını bezine yapıyordu; şimdi, "tulapete" gidip yapıyor!

Okkula başladığında sabretmeyi bilmiyordu; şimdi, "beklemek" ne demek biliyor, bekleyebiliyor... Bir şey yapılacağı zaman, "önce dinlemesi ve anlaması/öğrenmesi" gerektiğini biliyor!

Okkula başladığında annesi onun hayatta "kural" diye bir şeyi öğrenebileceğini düşünemezdi; şimdi, "bulası otopaak, otopaakta top oonanmaz!", "tuyumuzu dolçalak itemeyiz, yelimizde duumamız deletiir!", "Aiace, van may van (one by one -sırayla)", "tüs havuduna dilemeyiiz, olatı yüzmek için diil!" gibi gibi bir sürü cümle kurabildiğini (ve epeyce bir kısmını da uygulayabildiğini) görüp şaşkınlıktan küçük dilini yutuyor!

Okkula başladığında oyuncaklarını arkadaşlarına vermeye pek hevesli değilken; şimdi, "sırayla oynamanın" ve "oynamak için izin istemenin" ne demek olduğunu biliyor, çoğu zaman uyumlu bir şekilde arkadaşlarıyla oynuyor!

Okkula başladığında kendi dilini bile zor konuştuğunu yazmıştım, değil mi? Şimdi, İngilizceyi yalnızca konuşmuyor, İngilizce şarkılar bile söylüyor :)

Okkula başladığında herşeyi onun için bizim yapmamızı isterdi; şimdi, her işini kendi yapmak istiyor (çoğunu yapıyor, yapamadığı zaman "anne bana yardım eder misin?" diyor).

Okkula başladığında kendi başına odasında 2 dakika bile yalnız durmak istemezken; şimdi, dakikalarca kendi kendine oyun oynayabiliyor, oyun kurabiliyor (geçen gün tam 1 saat kendisi oynadı; annesi daha ne istesin!).

Okkula başladığında müziğe ve müzik aletlerine pek ilgisi yoktu; şimdi, davul çalmaya bayılıyor, gördüğü her müzik aletini denemek istiyor, coşkuyla şarkı söylüyor, müzik dinliyor (Serkan Kırmızı'ya teşekkürler...).

Okkula başladığında yalnızca kuzenleri vardı hayatında; şimdi, hem Türk hem yabancı biiiir sürü arkadaşı var (Öykü, Ezgi, Tuna, Daniel, Aiace, İrem Su, Anka, Çınar Timuçin, Elif, Maria, Mira...) :)

Ve...

Okkula başladığında, okula gitmemek için ağlardı; şimdi, eve dönmemek için ağlıyor! (Sizi seviyoruz Binbir Çiçek ailesi!!)

Kısacası, okkullu hayat, pek güzel, pek rahat :) Şiddetle öneririz!!!

6 yorum:

karışık_pizza dedi ki...

oğlum bugün itibarıyle 27 aylık ve ben okula vermekten korkarken yazdıklarınız sayesinde rahatladım.
yol gösterdiniz ,ışık tuttunuz bana.
teşekkürler

Petek dedi ki...

Başak,

Sizlerle tanışmak için sabırsızlanıyorum.Binbir Çiçekle ilgili yazılarını okuyunca o kadar mutlu oluyorum ki. Her seferinde doğru seçim yaptığımızı hissediyorum. Rüya sonunda 4 Temmuzda 5 yarım gün olarak başlıyor. Umarım önümüzdeki yıl bizim de böyle güzel düşüncelerimiz ve anılarımız olur. Umarım Rüya da en az bizim şimdiden benimsediğimiz kadar sever ve benimser okkul'unu:) ve arkadaşlarını. Çınar'a daha çok mutlu, keyifli, okkullu yıllar diliyorum. İyi ki sizler "blog anneleri" varsınız. Sizler sayesinde hayatlarımız kolaylaşıyor, renkleniyor. Sevgiler,

Kezban Timuçin dedi ki...

Ne güzel yazmışsın herşeyi.. Yazdıklarını okudukça benim Çınar'ımdaki gelişmeleri gözden geçirmiş oldum sayende :) Teşekkürler..

anne kaleminden dedi ki...

ne mutlu size güvendiğiniz bir yerde olması gerçekten çok rahatlatıcı...

Selcen dedi ki...

Çınarın yuva maceralarını okumak içimi rahatlatıyor. Binbirçiçeke göndermek için can atıyorum :)

Işıl Tortamış dedi ki...

ben de sayende kresi simdiden sectim demek istiyorum ama Binbir Çiçek ODTÜ yakınlarına da bir sube acsın n'olur :(