23 Kasım 2012 Cuma

Büyüyünce Picasso Olacak!

Çınar bu yaşına kadar öyle çok "bana kağıt-boya kalemi verin, saatlerce oyalanayım" tadında çocuk olmadı. Annesi olarak defterler dolusu resim çizen, her türlü renkli kaleme aşkla bağlı bir insan olmama karşın, babasına çekmiş olduğu gerçeğini kabul edip çok da üstelemedim. Yalnızca, masasının üstünden resim defterini, boya kalemlerini eksit etmedim -umut fakirin ekmeği! Son iki aya kadar da, okuldan gelen aktivite doyasının içinde ufak bir kare kağıda paralel çizilmiş iki çizgi dışında bolca kağıt kesme çalışması oluyordu hep. Arada da, pastel boyalarla daha yoğun enine çizgiler çizdiği çalışmalarına coşku gösteriyorduk, o kadar.

Fakat son iki aydır, surata benzeyen resimler çıkıyor dosyasından. Hep "Kuzey'le yaptık" dediği için, yuvarlak kısmını Çınar çizmiş, göz-ağız gibi kısımları da Kuzey tamamlamış sanıyordum. Fakat bir yandan da, oldukça düzgün kalem tutmaya, kendi ismini yazmaya çalışmaya (henüz Da Vinci şifresi tadında ama), bazı rakamları yazmayı becermeye başlamasından ve arkadaşları geldiğinde tutkuyla kağıda bir şeyler çizmeye çalışmasından da, o resimleri kendisinin yaptığından şüphelenmiyor değildim. 

Da Vinci şifresi!

Geçen gece boş bir kağıt istedi, eline de tükenmez kalemi alıp "masasını almaya imkanımız olmadı, garibim böyle çalışıyor işte" dedirtecek tadda başladı bir şeyler yapmaya. Yaparken yaparken bir de ne göreyim... bayağı bayağı surat çizmiş, gözler, burun "delikleri", ağız... Tabii, her "çizdiği ilk yuvarlakla çocuğunun ressam olduğunu sanan" anne gibi, ben de aldım elime fotoğraf makinesini, çektim de çektim. Meğer çizdiği, Yürüyen Çınar kitabındaki "ağaç Çınar"mış. Bana kalırsa, benzedi de! 


Hani çok da coşku göstermeyeyim, dedim, ama yapamadım! Hemen duvara astık, kendisi de pek memnun oldu. 

Tavşan!

Dün yine bir resim yaptı, bu sefer de babasını "yürüyen Çınar'ın arkadaşı, orman başkanı Meşe" olarak çizdi. Onun fotoğrafını çekmedim; ama yürüyen Çınar tablosunun yanındaki yerini aldı çoktan! 

Hani ileride yavru ünlü bir ressam olur, bir Picasso olur; sonra annesi yeteneğini küçükken keşfedememiş demesinler diye bloga da yazayım dedim. Hem Picasso da torunlarına ne demiş?

Sizin gibi resim yapabilmek için 30 yılımı verdim!

Renkli, bol resimli, sanatlı günler dilerim :)

-----------------
NOT: Bir süredir, aslında blogda da paylaşmak amacıyl,a Instagram'da Çınar'ın her gece yatmadan okuduğu kitapları yayınlıyorum. Fakat, başka lüzumsuz işlerimden sıra yazmaya gelemedi. Takip etmek isterseniz, BURADAYIZ!

8 yorum:

senay c dedi ki...

Ahahah Başak:))
Hayal dünyası süpermiş:)

larcencielblog dedi ki...

Hayal dünyası aldı başını gidiyor Şenay :)))

elif dedi ki...

Şaheserinin altındaki pozuna bayıldım:) O 'ağaç Çınar'ı çizmek istemesi bile çok güzel, bence coşku göstermeye devam..

larcencielblog dedi ki...

Valla gösteriyorum Elif, hiç kasamayacağım kendimi :))

ZEYNEP dedi ki...

tam tavsan, ısırmalık o resim soyliim :)

larcencielblog dedi ki...

İtinayla yedim zaten kendisini, işlem tamam yani :)

Benden Bizden dedi ki...

Çok beğendim çizimini, potansiyel bir Picasso bence :) Olmadı Dali :P

larcencielblog dedi ki...

Banu :)) Valla ben iki ressamı da severim; bana ikisi de uyar :P