4 Mart 2013 Pazartesi

Binbir Çiçek'le Ilgaz Gezisi

Sosyal olarak bizi çok tatmin eden bir okulumuz var; burada izleyenler biliyorlar zaten. Çocuklar için her hafta planladıkları geziler ayrı, velilerin de katılımını sağladıkları etkinlikler ayrı... Yine böyle bir aile katılımlı etkinlikle 17 Şubat Pazar günü sabahın köründe toplandık, otobüse bindik, Artı Yaşam organizatörlüğünde Ilgaz'a güzel bir gün geçirmeye gittik!


Bu sene malum Ankara kardan nasibini pek alamadı. Bu yüzden yalnızca Çınar değil, ben de heyecanlıydım kar göreceğimiz için! Normalde 3 saat civarı süren yol, otobüsteki 20 civarı çocuk nedeniyle 4 saati biraz geçerek tamamlandı. Bizim yavrular otobüste de çok eğlendiler. Çınar beni koltuktan iteleyip Kuzey ve İlke Berk ile birlikte oturmayı tercih etti. Her ne kadar Ilgaz'a varmadan 1 saat önce uyuyakalmış olsa da kendisi, tek başına ilk otobüs yolculuğunu yapmış olduğunu varsayabiliriz!


Ilgaz'da bizi nefis bir kar, güzel bir manzara ve sıcacık çorba karşıladı! Dağ havası anında Çınar'ın iştahını açtı; karlar üstünde bir kase çorbasını içip hemen kızak kaymaya koyuldu! Aslında kayak dersi alırız diye hazırlıklı gelmiştik; ama kızakla o kadar eğleniyorlardı ki, hiç dokunmayalım keyfine dedik!

Kankalardan Kuzey ile!

Gidiyoruuuz...

Kankalardan İlke Berk ile!

Böyle bir saat kaydıktan sonra (her seferinde yokuşun en aşağısından kızağı tepeye kadar çıkarmak suretiyle) açlıktan ağlayarak yanıma geldi! "Ağlama" kısmını abartmıyorum, gerçekten "acıktım anneeee, karnım açlıktan acıyor anneeee" diyerek... Allah biliyor, hiç üzülmedim; zira intikam soğuk yenen bir yemektir! Hemen mangaldan ekmek arası tavuğumuzu, bifteğimizi aldık; ham hum şaralop mideye indirdik! Biraz ısındıktan sonra bizi traktörle zirveye götürdüler. Traktörün römorkuna doluştuk, güle oynaya zirveye çıktık. Babalar ve yürümek isteyen cengaverler de arkamızdan geldiler. Zirvede hava buz, kar doluydu! Yakalamacılık, kovalamacılık derken hadi, dedik, telesiyejle aşağıya inelim! Ben çok korkmuş olsam da yaptık, iyi ki de yapmışız. Yüzümüzü buz kesmesine rağmen çok keyifli bir deneyimdi...

Babayla göklerde...



Aşağıya indiğimiz yer Kayak Federasyonu'nun yeriymiş. Çınar kayaklara ve snowboardlara fena dadandı. Herkes o kadar şeker ve ilgiliydi ki, yavruyu alıp gezdirdiler. Hani kayakları ayağına geçirememiş olsa da, kayakçıların kucağında ya da boardlarında o zevki tattı. Bize de söz verdirdi, bir dahakine kayak dersi aldıracakmışız beyefendiye! 

Kayamıyoruz ama pozumuzu veririz!

Baktık kayak yapmayı bilmeyenlere aşağıda hayat yok, yeniden telesiyeje binip yukarı çıktık. Çınar orada amacına ulaşıp Mrs. Hilal'e kendini kara yatırtmayı başardı. Zaten ana-oğul sporda değil, kara yumulmada gözümüz var. Sonra sıcak çikolatalarımızı içip yine traktörle başladığımız yere geri döndük.

Mrs. Hilaaal, beni kara yatııır!!!

Çocuk orada oynayadursun, azıcık romantik takılalım!

Artı Yaşam Doruk Otel'in önüne ahşap bir kulübe yapmış. İçeride yanan şömine olmasa hava koşularının dışarıdan bir farkı yok; ama şömineyle havanın soğuğu epey kırılmıştı. Çocuklar azıcık ısındılar, biz de sıcak şaraplarımızı içtik. Günü azami faydayla bitirmek için yine kendimizi dışarı attık!

"Artiz"


Çocuklar kızakla kayıp eğlenceden kendilerinden geçerlerken onları izlemek büyük keyif! Hiçbir şey yapmadan yalnızca bakarak, baktığım her şeyi görerek, gördüğüm şeylerin fotoğrafını çekerek ben de çok ama çok eğlendim! Günün sonuna doğru o kadar yorulmuşlardı ki, kızağı doğru düzgün kaydıracak halleri bile kalmamıştı. Bakınız aşağıdaki GIF! (Bu işi yapmayı sevgili Sergül'den öğrendim, sık sık kullanırım sanırım!!!)

Geliyorlaaar, geliyorlaaaar, düşüyorlaaaar!!!!

Öğlen 12 civarı geldiğimiz Ilgaz'dan akşam 6'ya doğru ayrılırken hepimiz oksijen, kar, mutluluk sarhoşuyduk sanırım! En azından bizim aile... Söylememe gerek var mı bilmem, Çınar 1 saat içinde otobüste sızıp kaldı, ne arabamıza bindiğimizde ne de eve geldiğimizde uyandı :)

Artı Yaşam'a ve Binbir Çiçek'e bu güzel organizasyon için teşekkür ederiz! Çınar "bir daha ne zaman Ilgaz'a gideceğiz?" diye soruyor. İlgililere duyurulur!

6 yorum:

İstanbul Kazan Ben Kepçe dedi ki...

Çok keyifli bir gün olmuş :)Blogunuzu takibe aldım bana da beklerim istanbuldaki farklı mekan ve lezzetlerle ilgili paylaşım yapıyorum.Sevgiler..

larcencielblog dedi ki...

Evet, gerçekten çok keyifliydi Büşra, teşekkürler :) İstanbul'da değiliz, ama arada geliyoruz. Hmeen bakıyorum bloguna!
Sevgiler, Başak

Lunapark Queen dedi ki...

Çok tatlı ya :) Minik burnunu yerim!! :) Çok keyifli olmuş gerçekten.. Enerjiniz buradan bile hissediliyor..Bana da beklerim.. :)

http://lunaparkqueen.blogspot.com

larcencielblog dedi ki...

Teşekkürler Lunapark Queen :))

Ziyarete geliriz, sevgiler :)

Unknown dedi ki...

Merhabalar Başak'cım minik Çınarları botecoda bir araya getirmeyi çok istemiştim ama malesef bir yanlışlık oldu günü şaşırdık.... Ama artık takipteyim bende beklerim sevgiler :)

larcencielblog dedi ki...

Merhaba SeaBelle :)

Evet, Çınar da biraz hayal kırıklığına uğradı, bir sonraki sefer hem biz tanışırız hem de Çınarlar'ı tanıştırırız umarım :)

Sevgiler!!! (Ben de sizin bloga bakıyorum şimdi :D)