16 Nisan 2010 Cuma

İlk Yardım

Yarın ilk yardım sertifikası sınavım var; geçersem "ilk yardımcı" olmaya hak kazanıyorum!

Hani kazalarda, olay mahallinde "açılın, ben doktorum" diye fırlayan biri çıkmazsa, ben "açılın, ben ilk yardımcıyım" diye kimliğimi savura savura ilk müdahaleyi yapabileceğim! Büyük sorumluluk aslında!

(Güncelleme: Az önce sınavdan çıktım; evet, artık "açılın, ben ilk yardımcıyım!" diyebilirim :))

İş Sağlığı ve Güvenliği kanunları gereği, bizim şirketin belli sayıda kişiye ilk yardım eğitimi aldırması gerektiğinde "ben ben ben" diye atlamamın ilk nedeni evde hareketli bir yüzey mayınıyla bir arada yaşıyor olmamızdı :) Evet, minik adamdan bahsediyorum. 1.5 yaşını hızla geçtiği şu günlerde, eskisinden de hareketli, eskisinden de meraklı kendisi! Tabii, allah korusun, kazalar hiç yaşanmasın ama, yavrucağızımla ilgili olabilecek irili ufaklı olaylara anında doğru müdahaleyi yapabilmekti ilk amacım. Bizim ailenin "veterineri (!)" annemdir ama her zaman bir arada değiliz ki :))

Tabii ki, eğitimin sonunda anladım ki, olay herhangi bir durumda Çınar'a müdahalenin çok ötesinde -insan hayatıyla ilgili. Doğru ilk müdahale = hayat kurtarma, sakat bırakmama. Nokta. Gerçekten neler yapılması ve YAPILMAMASI gerektiğini öğrenebildiğim için çok mutluyum. Ve aslında, temel yaşam desteği, koma pozisyonu, arabadan insan çıkarma vs gibi uygulamalı olarak anlatılması ve bire bir pratik edilmesi gereken konuları geçersek, çoğu olayda yapılması gereken ilk müdahele o kadar basit ki, buradan, bu blogdan bile sizlerle paylaşabilirim; paylaşmalıyım... ki, siz de bilin, etrafınızla paylaşın, yanlış müdahelelere hep beraber engel olalım!

Takip edilmesi kolay olsun diye, başlık başlık yazacağım; ama, ilk başta şunu söyleyeyim: her tür kaza durumunda en önemlisi, ilk yardımı/ilk müdahaleyi yapacak kişinin önce kendisinin ve çevresinin güvenliğini sağlaması! Yolun ortasında, hiçbir tedbir almadan harala gürele kalp masajına girişirseniz, hafazanallah kendiniz de ilk yardıma muhtaç duruma gelebilirsiniz!... Aynı şekilde, tarlada, kumsalda temel yaşam desteği uygulaması yaparken, etrafı kontrol etmediğiniz için kazazedeyi ya da sizi sokan bir akreple de karşılaşabilirsiniz! Onun için ilk kural neymiş? Önce can ve çevre güvenliği!

İkinci yazacağım şey de, eğer kazazedenin kulağından ve burnundan kan geliyorsa, beyin kanaması geçiriyor demektir. Her ne şekilde olursa olsun taşıyın ve en acil şekilde hastaneye götürün; çünkü, her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır...

Nefes Borusunun Tıkanması

Nefes borusuna bir cisim kaçması durumunda, eğer kişi/çocuk öksürebiliyor ve konuşabiliyorsa, zorlukla nefes alıyor dahi olsa hiç dokunmayın. Vücüdun doğal işleyişini bozarsınız. Vücut o cismi atabilecek demektir. Konuşabiliyor ama öksüremiyorsa, öksürmeye teşvik edin.

Eğer, kişi/çocuk nefes alamıyor, öksüremiyorsa, öncelikle kazazedenin sırtına 5 kere, iki kürek kemiğinin tam ortasına ani, sert ve hızlı bir şekilde elinizin topuğunu kaydıracak şekilde vurun! (Heimlich manevrasını anlatmıyorum, onun uygulamasını bilmek lazım.)

Eğer kazazede bebekse (1 yaşın altı), bebeği kolunuzun üztüne yüzükoyun yatırın ve aynı elinizin parmakları ile çenesine destek yaparak yukarı kaldırın. Bunu yaparken oturursanız, bebeğe daha iyi destek vermiş olursunuz. Baş daime göğüsten aşağı tutulmalıdır. Yine 5 kere, diğer elimizin topuğuyla iki kürek kemiğinin tam ortasına ani, sert ve hızlı bir şekilde elinizin topuğunu kaydıracak şekilde vurun! (Burada da Heimlich yöntemini anlatmıyorum.)

Hasta Durum Değerlendirmesi

Kazalarda, eğer kazazedenin bilinci açıksa ve solunumu da düzgünse, kendisini kenara, güvenli bir yere alıp müdahale etmiyoruz. Bilinç kapalı/solunum durmuşsa temel yaşam desteği; bilinç kapalı/solunum varsa (bayılma, vb.) koma pozisyonu uyguluyoruz. Bunlar, ancak ilk yardım eğitimi alan kişinin bilebileceği durumlar ve yapabileceği uygulamalar. Ben burada yalnızca şok durumundan bahsedeceğim.

Şok neden meydana gelir? Vakaların %80-85'inde kanamadan (iç veya dış), aşırı korku ya da heyecandan, şiddetli ağrıdan, ya da alerjik bir reaksiyondan. Şok durumundaki hastada bilinç açıktır; ancak solunum hızlı ve kesik kesiktir. Nabız hızlıdır, ancak zor hissedilir. El/yüz soğuk, soluk ve nemlidir. Bu durumda yapılacak şey, beyne kan gitmesini sağlamaktır; yani, hastayı sırt üstü yatırın, ayaklarını 30cm yukarı kaldırın ve üzerini örtün. Daha sonra nedenini araştırmaya başlayabilirsiniz...

İlk yardım eğitimi almamış kişi olarak, şok pozisyonu dışında üzerinize düşen, hemen 112 acil servisi arayıp, önce adınızı, soyadınızı, telefonunuzu söyleyip kazanın yerini ve yaralıların durumunu görevlilere bildirmektir.

Tabii bir de lütfen, ilk yardım eğitimi almamış kişilerin insanları karga tulumba ordan oraya taşımasına engel olun! Özellikle boyundan tutmak çok tehlikeli ve risklidir. Olay mahalli tehlikeliyse ve sizin yaralıyı derhal uzaklaştırmanız gerekiyorsa, yapacağınız şey koltuk altlarından tutarak 5-10 cm, 5-10 cm sürükleye sürükleye taşımaktır.

Gelelim, daha gündelik hayatta karşılaşabileceğimiz, evde bile başımıza gelebilecek kazalarda yapmamız gereken müdahelelere...

Kırıklar

En önemlisi, kırık şüphesi durumunda, kırığın oluştuğunu düşündüğünüz yeri sabitlemeden kişiyi/çocuğunuzu hareket ettirmeyin, taşımayın! Sert bir cisimle (tahta parçası, mandal, kaşık, daha büyük kırıklar için daha büyük sert malzemeler) altını ve üstünü sabitleyip, sert cisimle deri arasına da bir bez parçası gibi yumuşak bir malzeme koyup sarın. Burada önemli olan, örneğin kırığın dirsekle bilek arasındaki bölgede olduğunu düşünüyorsanız, dirseği ve bileği de içine alacak şekilde sabitlemek -ki eklemler hareket ettikçe kırık bölge daha da zorlanmasın!

Açık, kemik parçalarının göründüğü kırıklarda asla ama asla bölgeyi temizlemeyin. Yalnızca yukarıdaki gibi sabitleyin.

Ayak bileği kırıklarında, ayakta bot veya çizme varsa çıkarmayın! Hatta bağcığını bile çözmeyin -bu vakalarda çizme/bot en iyi sabitleyicidir!

Burkulmalarda, ilk 4-6 saat yalnızca soğuk uygulama yapın ve bölgeyi sabitleyin. Krem, vb sürmeyin! Sıcak uygulama, kremler kan akışını hızlandıracağı için burkulan bölgenin daha çok şişmesine, moraramasına, ve şiş kalmasına neden olur.

Yanık

Bu sanırım, biz küçük çocuklu ailelerin en çok karşılaştığı ve en çok korktuğu durum! 3. derece (yani, kemiğe kadar ulaşan) yanıklar dışında yapılacak tek şey: akan suyun altında 8-10 dakika kadar tutmak (kovanın içine vs değil, akan suyun, mesela çeşmenin altına). Bu, hem yaralı bölgenin rahatlamasını sağlıyormuş, hem de oksijen alarak hücrelerin kendisini yenilemesine fırsat veriyormuş. Bu yöntemle tedavi edilen yanıklarda iyileşme çok daha kısa sürede ve ağrısız gerçekleşiyormuş!

Efendim kremdi, merhemdi, yumurta akıydı, balmumuydu, diş macunuydu... lütfen, ne yapmıyoruz? Kesinlikle sürmüyoruz!!!!

Daha ciddi yanıklarda, yanık bölgede kıyafet, takı vs varsa, onların da hemen çıkarılması gerekiyormuş. Ayrıca, yine ciddi yanıklarda, sıvı kaybını telafi etmek için, kazazedeye ılık sıvılar içirilmesi uygun bir ilk müdahaleymiş.

Göze/Kulağa/Burna Yabancı Cisim Kaçması/Sokulması

Çocukların en sevdiği şeydir herhalde, olmadık şeyleri (mandalina çekirdeği, bisküvi, incik boncuk, mısır tanesi, vs vs) burunlarına ve kulaklarına sokmak! Böyle bir durumda, çocuğu ürkütmeyin (ağlamayla burundaki cisim daha da derine kaçmasın) ve hemen, hiç müdahale etmeden en yakın acil servise götürün.

Vaktiyle annem, kardeşimin burnuna kaçan mandalina çekirdeğini, yine engin veterinerlik(!) bilgilerini kullanarak, ocakta ısıttığı (ve sterilize ettiği) tığ vasıtasıyla çıkarmış olsa da, hepimiz kardeşim kadar şanslı olmayabiliriz :))

Göze sert bir cisim batması durumunda, cismi çıkarmadan her iki gözü de kapatın (ki hareketsiz olmasını garanti edin) ve acil servise götürün. Toz, çöp gibi ufak şeylerin kaçması durumunda ise önce ıslak nemli bir bezle nazikçe çıkarmaya çalışın. Olmuyorsa, ovuşturarak kırpıştırarak göz yaşıyla çıkmasına çalışın. Yine çıkmadıysa acil servise gidin.

Zehirlenme

Solunum yoluyla zehirlenme (soba, doğalgaz, vb): İlk yardımcı olarak maske takın ya da ağzınızı kapayın, ortamı havalandırın. 112'yi arayın!

Deri temasıyla zehirlenme (böcek/tarım ilacı, vb): İlk yardımcı olarak eldiven giyin, kazazedenin giysilerini çıkarın ve vücudunu yıkayın. 112'yi arayın.

Sindirim yoluyla zehirlenme: Burada, biz çocuklu ailelerin bilmesi gereken en önemli şey, eğer -allah korusun- çamaşır suyu, deterjan vb bir madde yutmuşsa çocuk, ya da neden zehirlendiğini bilmiyorsak asla kusturulmamalı! 112 acil servise götürülmeli. Eğer, kimyasalla zehirlenmediğini biliyorsak, kusturmak için tuzlu su içirmek gerekiyormuş (parmağımızı çocuğun boğazına boğazına sokmaya gerek yokmuş yani).

Hayvan Isırıkları

Kedi/köpek/insan ısırıkları: Isırılan bölge sabunlu bol suyla yıkanmalı ve temiz bir bezle sarılmalı. Yaralı kuduz aşısı yaptırmalı.

Arı sokması: İğne görünüyorsa çıkarılmalı. Şişen kısım kıpırdatılmamalı ve buz konulmalı. Eğer arı ağızdan sokmuşsa derhal acil servise götürülmeli! Acil servise götürürken, dilin çok şişmemesi için, ağzına bir buz parçası koyup onu emmesini isteyin. Burda da yine, efendim kibrit çöpü, amonyak vb şeyler kullanmıyoruz. O enteresan geleneksel bilgileri hafızamızdan söküp atıyoruz!

Denizkestanesi: Dikenleri çıkarabiliyorsanız çıkarın. Muhtemelen çıkaramazsınız. O zaman zeytinyağı sürüp bekleyin. Kendliğinden çıkıyorlarmış!

Denizanası çarpması: Yaraya ılık uygulama yap! (Deniz soğuk ortam, tam tersi ılık uygulama; kara sıcak ortam, tam tersi soğuk uygulama!)

Yüksek Ateş/Havale

Havale 6 ay ila 6 yaş arasında görülen bir durummuş (yaş aralığını bilmiyordum ben). Hepimizin bildiği gibi, yüksek ateşe (38 derece ve üstü) bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Yapılması gereken şey: çocuğu soyup ıslak havlu veya çarşafa sarın. Ara ara oda sıcaklığında su dolu kuvete oturtun. Bu kadar! Bizim bildiğimiz gibi sirke, güğüm güğüm kafadan aşağı soğuk su dökme falan yarardan çok zarar getiriyormuş. O güğüm güğüm soğuk sular çocuğu şoka bile sokabilirmiş mazallah!

Donma/Donuk

Burada da yapılması gereken, vücut ısısını birden değil de kademeli olarak yükseltmeye çalışmak. Burada da ne yapmıyoruz? Özellikle iyice morarmış ileri derecedeki donuklarda, donmuş bölgeyi karla, buzla, efendim türlü garip merhemle ovmuyoruz! Neden? Donan her cisim gibi, kemiklerimiz de son derece kırılmaya müsaittir de ondan!

Elektrik Çarpması

Bunu pek çoğumuz biliyordur zaten. Önce, mümkünse hemen elektrik akımı kesilmeli ve yalıtkan bir cisimle (tahta parçası, vb.) akıma maruz kalan kişi hafifçe ittirilerek akımdan ayrılması sağlanmalı.

Kanama

İç kanama: Karın ya da göğüs boşluğunda şişlik/hassasiyet, morarma varsa ve kişi bir darbe öyküsü anlatıyorsa iç kanamadan şüphelenmeli ve hemen 112 acil servis aranmalı. Bilinç durumuna göre pozisyon verilmeli.

Dış Kanama: Aslında 4 yöntem var ama fazla miktarda kanamalar için en pratiği, kanayan yerin biraz yukarısına turnike uygulamak (bezle sıkıca bağlayıp, düğümün içinden bir tahta parçası (veya benzer bir cisim) geçirerek sargıyı döndürüp iyice sıkıştırmak). Yalnız, kangren riski oluşmaması için, 20 dakikada bir 1-2 saniye sargıyı açıp, yeniden 20 dakikalık turnike uygulanması gerekiyor.

Fazla ama kontrol edilebilir kanamalarda ise baskılı sargı en uygun yöntem.

Küçük kanamalar için yapılacak şey, temiz bir bez ya da sargıyla baskı uygulamak.

Organ kopuklarında: Önce kanayan yere tunike uygulanmalı. Sonra, kopan uzuv bulunmuşsa, temiz bir poşete koyup (uzvu temizlemeyin, suyla asla temas ettirmeyin), daha sonra bu poşeti de içi soğuk su/buz doldurulmuş başka bir poşete koyarak mikrocerrahi bölümü bulunan en yakın hastaneye götürülmeli.

Boğulma


Suda boğulmalarda yapılan en büyük hata, ilk müdahaleyi yapacak kişinin, boğulan kişi çırpınırken onu tutmaya ve çekmeye çalışmasıymış! Çünkü, boğulan kişinin beyni, yalnızca yanına gelen kişinin üzerine çıkarak kendisini kurtarma komutu veriyormuş. Ve o can havliyle asıl sizi boğabilirmiş! Sınıfta da pek çok cengaver, cankurtaran heveslisi arkadaşın başına gelmiş...

Garip, ama yapılacak şey şu: güvenli bir mesafeden, çırpınması bitene, yani gücü tükenene kadar izliyorsunuz. Gücü bittiği anda çekerek kıyıya sürüklüyorsunuz. Yine bilinç/solunum durumuna göre pozisyon veriyorsunuz (yani, ilk yardım bilen bir kişi değerlendirip pozisyon veriyor). Kimse yoksa, en güvenlisi, bir ayak öne gelecek, kol da başın altında kalacak şekilde yan yatırmak.

Ve öyle filmlerde Lassie'nin yaptığı gibi kaburgalarına doğru bastırarak kazazedenin ağzından su fışkırtmanız da gerçekçi bir durum değilmiş. Bilmediğim bir şey öğrendim: boğulan kişinin akciğerlerine su kaçmazmış. Nefes borusu ve midesine su kaçarmış. Midedeki sorun değil tabii de, nefes borusu tıkanması yüzünden ölüyor insanlar. Sudan çıkardığınızda borudaki su da boşalıyormuş -yerçekimi! O yüzden, bastırmaya, mıncırmaya gerek yok!

Evet, uzun ve renksiz bir yazı oldu ama sağlık ciddi bir iştir, diyor, vakitsizlikten fotoğraf bulup da koyamayışımın da böylece üstünü örtmüş oluyorum :)

Herkese kazasız, sağlıklı, bu yazıya hiç ihtiyaç duymayacağınız günler diliyorum!

13 yorum:

İlknur dedi ki...

Renksiz ne demek inanilmaz bir keyifle okudum cunku bilmedigim bir cok seyi ogrendim. Aslinda bu is gonulluk esasina gore degil de hepimize sart olmali bence. Hatta neden okullarda bir ders olarak okutulmaz onu dusundum simdi birden.

larcencielblog dedi ki...

İlknur, kesinlikle haklısın! Herkese sertifika verilmese bile herkesin bu bilgileri ciddi ciddi öğrenmesi lazım! Ve evet, okullar bunun tam yeri, hatta her sene, bilgi tazelemek için okullarda kurs verilebilir.

Bu dersler sırasında benim en çok şaşırdığım şey, aslında her tür kaza anında yapılacak şeylerin ne kadar basit olduğu, ama bizim halk olarak ne kadar karmaşık hurafeleri uygulamaya meyilli olduğumuzdu! Yani mesela, yanık durumunda, elini akan suyun altına tutmak yerine türlü merhem vs süreriz, olmadık işler yaparız ve o yanığın iz bırakmasına neden oluruz ya...

Yazmayı unutmuşum, derste bize ilk söyledikleri: ilk yardım ilaçsız müdaheledir; buna tentürdiyot ve oksijenli su da dahildir. İlk yardımcı hiçbir şekilde ilaç kullanmaz! Bunu bile bilmek işe yarayabilir aslında :)

Umarım, milli eğitim bakanlığı, her sene yeni bir sınav sistemi türetip çocukları deneme tahtasına çevirmek yerine, biraz da içerikle ilgili çalışmalar yapmaya başlar da bu tür bilgilere de müfredatta yer verir!

Sevgilerimle...

Ozge dedi ki...

supersin Basak! cok sagol:)
nefes borusu tikaninca ters cevirmek gerekir diye duymustum, yalnis miyim? basimiza da geldi, derin kraker yerken oksurunce tikanmisti ve esim ters cevirip,sallayip sirtina vurunce cikmisti...omrumden omur gitmisti valla:( allah kimseye gostermesin...

larcencielblog dedi ki...

Rica ederim Özge, görevim bir yerde :)

Evet, nefes borusu tıkanınca ters çevirmek doğru bilinen yanlışlardanmış. Size çok geçmiş olsun, öyle bir durumda insan soğukkanlılığını nasıl korur bilemiyorum! Ama yapılması gereken şey, yazdığım gibi, eğer öksürebiliyorsa hiç müdahale etmemek; nefes alabiliyorsa öksürmeye teşvik etmek; nefes de alamadığı durumda sırta 5 kez el topuğuyla sertçe vurmak ya da Heimlich manevrası yapmakmış.

Bunun dışındakilerde kurtulma olsa da tesadüfi oluyormuş doğrusu. Öly eçok hurafe öğrendik ki, şaştım kaldım ben! Hepsi de herkesin "yıllardır" uyguladığı yöntemler :) Türk halkı olarak iyi yaşıyoruz yani, gerçekten allah koruyor hepimizi!

Sevgiler!

Seda dedi ki...

Basakcim,

Ben de bir cirpida okudum, Sila dogmadan once internetten okuyarak kendimce bilgilenmistim ama boyle derli toplu cok iyi olmus.

Madem boyle bir konu acildi, ben de bugunlerde ugrastigim bir seyden bahsedeyim:

Acil Durum Plani

Bizim hafif sallama bir acil durum planimiz vardi ama gecen haftasonu burada siddetli bir deprem oldu, herkes irkildi. Bunun ustune acil durum planimizi guncellemeye ve arkadaslarla paylasmaya basladim. Malum bizim burda aile olmadigi icin destek grubumuz arkadaslar.

Aslinda boyle yazmak cok uzun olacak. Sana konuk yazar anne olarak katilip bu konuyu yazmami ister misin? Boylece blog post olarak anneler kaydederler ve kendileri icin acil durum plani yaparlar?

Haberlesiriz,sevgiler,
Seda

larcencielblog dedi ki...

Sedacım, harikasın! Kesinlikle isterim! Dur ben hemen sana konuk yazar şeysi göndereyim...

Benim de geçenlerde aklıma geldi, ya bir deprem falan olursa ne yaparım ben, Çınar'la nasıl hareket etmek gerekir, diye... içim daralmıştı. Bekliyoruz o zaman!

Bu arada, çok geçmiş olsun! Umarım o sallantılar son olur! Sevgiler!

Ozge dedi ki...

Basak'cim esim olmasa ben napardim bilemiyorum, aman iyki yanimdaydi...umarim kimsenin basina gelmez boyle seyler...

Göçebe dedi ki...

Tebrikler Başak. Herkesin hele ki annelerin ilk yardım konusunu ciddiye almaları gerekiyor diye düşünüyorum. İlk fırsatta ben de bu konuya el atacağım.
Sevgiler

larcencielblog dedi ki...

Özge, temennine ben de katılıyorum! Ne kadar ne yapılacağını bilsek de öyle bir durumda soğukkanlı olabilmek çok büyük yetenek!

Mehtap, haklısın, annelerin ciddiye alması lazım. Ben bu yazının çıktısını (baş kısımlarını atıp) Mine Teyze'mize de bıraktım. Sürekli masanın üzerinde duracak. Ara ara okuyacak. Allah korusun, bir kaza olur, o da ne yapacağını da hatırlamazsa hemen açıp bakacak...

Göçebe dedi ki...

Ben de desktopa copy paste yapıyorum şimdi:)

oksijen ilkyardim dedi ki...

Merhaba güzel yazınızı okudum iyi niyetli düşünceleriniz ve duyarlılığınız için teşekkür ediyorum, yazınız bazı eksik bilgiler olduğunuz tespit ettim önemli olduğunu gördüklerim aşağıdakiler:

İkinci yazacağım şey de, eğer kazazedenin kulağından ve burnundan kan geliyorsa, beyin kanaması geçiriyor demektir. Her ne şekilde olursa olsun taşıyın ve en acil şekilde hastaneye götürün; çünkü, her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır...

Eğer kazazedenin kulağından ve burnundan kan geliyorsa bu durum kafatası-omurga yaralanmasını işaret etmektedir. Kafatası-omurga yaralanmasının nedenleri ise; Yüksek bir yerden düşme, Baş ve gövde yaralanması, Otomobil yada motosiklet kazaları, Spor ve iş kazaları, Yıkıntı altında kalma gibi durumlardır. Bir kafatası-omurga yaralanmasında ilkyardımcı olarak görevimiz, kazazedeyi asla hareket ettirmemektir, sadece olay yerinde kazazedenin güvenliğini tehdit eden bir durum ortaya çıkarsa(yangın vb.) o zaman kazazede sürükleme yöntemi ya da sedye vb. bir araç kullanarak güvenli alana taşınabilir. Kafatası-omurga yaralanmalarında ölüm ve sakatlanmaların önemli bir miktarı kazazedelerin alelacele hastaneye taşınmaya çalışılmasıdır.
Kaynak: Sağlık Bakanlığı onaylı ilkyardım kursları kaynak kitabı

Eğer, kimyasalla zehirlenmediğini biliyorsak, kusturmak için tuzlu su içirmek gerekiyormuş (parmağımızı çocuğun boğazına boğazına sokmaya gerek yokmuş yani).

İlkyardım eğitimi sırasında hastayı kusturmak önerilmemektedir. Tuzlu su kusma sağlar, ancak, hipernatremiye(sodyum yükselmesine) yol açacağından kesinlikle kullanılmamalıdır.
Kaynak: İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fak. Pediatrik Aciller Semp. 2001 s. 69-78

Dış Kanama: Aslında 4 yöntem var ama fazla miktarda kanamalar için en pratiği, kanayan yerin biraz yukarısına turnike uygulamak (bezle sıkıca bağlayıp, düğümün içinden bir tahta parçası (veya benzer bir cisim) geçirerek sargıyı döndürüp iyice sıkıştırmak). Yalnız, kangren riski oluşmaması için, 20 dakikada bir 1-2 saniye sargıyı açıp, yeniden 20 dakikalık turnike uygulanması gerekiyor.

Turnike son derece tehlikeli bir uygulama olup, bugün için turnike sadece aşağıda yazılı olan dört durumda uygulanmakta bunların dışında kesinlikle kullanılmamalıdır. 1. Çok sayıda yaralının bulunduğu bir ortamda tek ilkyardımcı varsa (kanamayı durdurmak ve daha sonra da diğer yaralılarla ilgilenebilmek için), 2. Yaralı güç koşullarda bir yere taşınacaksa, 3.Uzuv kopması varsa 4.Baskı noktalarına baskı uygulamak kanamayı durdurmak için yeterli olmuyorsa,
Kaynak: Sağlık Bakanlığı onaylı ilkyardım kursları kaynak kitabı

oksijen ilkyardim dedi ki...

Garip, ama yapılacak şey şu: güvenli bir mesafeden, çırpınması bitene, yani gücü tükenene kadar izliyorsunuz. Gücü bittiği anda çekerek kıyıya sürüklüyorsunuz.

Bir kişinin boğulduğunu görürseniz hemen yardım edin fakat kendinizi asla tehlikeye atmayın. Hemen etrafta kazadeyi kurtarabilmek için gerekli ekip (cankurtaran) ya da ekipman (can simidi) var mı araştırın. Başka bir alternatif olmadığından emin değilseniz suya girmeyin
a- Kazazedeye bir halatı ya da halat bağlanmış batmayan bir objeyi fırlatın
b- Suda çırpınan kişiye kurtarma halatı veya can yeleği atıp onu çekin
c- Bir sopa, elise veya tahta uzatın
d- Küçük bir bot veya sandalda iseniz boğulmakta olan kazazedenin bota tırmanmasına izin vermeyin ikiniz birden suya düşebilirsiniz
f- Buzun yada suyun içine düşen kazazedede hızla hipotermi gelişir. Uzattığınız objeyi yakalaması kolay olmayabilir. Onu konuşturun, şuurunu açık kalmasını sağlayın, güvenliği sağlamadan kazazedeyi kurtarmak zor ve tehlikelidir
g- Bununla beraber eğer kazazede hala suda ve debeleniyorsa yeterince güçlü olduğunuza inanın, iyi yüzme ve suda kurtarma eğitiminiz varsa acilen onu dışarı çıkarın.
Yoksa çok geç kalmış olabiliriz.

Bilmediğim bir şey öğrendim: boğulan kişinin akciğerlerine su kaçmazmış. Nefes borusu ve midesine su kaçarmış. Midedeki sorun değil tabii de, nefes borusu tıkanması yüzünden ölüyor insanlar. Sudan çıkardığınızda borudaki su da boşalıyormuş -yerçekimi! O yüzden, bastırmaya, mıncırmaya gerek yok!

Boğulma kuru boğulma ve yaş boğulma olarak ikiye ayrılır, Kuru boğulma; güçlü gırtlak refleksine bağlı akciğere hava ulaşamamasına bağlı boğulmadır. Yaş boğulma; solunumun bozulmasıyla oluşan hipoksi, hiperkarboksi, ve bu ikisine bağlı asidozun belirleyici olduğu akciğere su giderek boğulmadır. Boğulmaların %85-90’ı ıslak boğulma, geri kalanı apneli dönemdeki laringospazm sonucu su yutmadan kuru boğulma şeklinde oluşmaktadır. Boğulma vakalarında yuttuğu suları boşaltmaya çalışılmamalıdır.


Not: www.o2lms.net adresinde bulunan başvuru formunu doldurduğunuzda ücretsiz e-ilkyardım eğitimini alabilirsiniz.

Saygılarımızla,

İlker Topcu
Oksijen İlkyardım Eğitim Merkezi
Tel: 0216 373 64 66
Gsm: 0505 628 94 61
www.oksijenilkyardim.com

oksijen ilkyardim dedi ki...

Bir kişinin boğulduğunu görürseniz hemen yardım edin fakat kendinizi asla tehlikeye atmayın. Hemen etrafta kazadeyi kurtarabilmek için gerekli ekip (cankurtaran) ya da ekipman (can simidi) var mı araştırın. Başka bir alternatif olmadığından emin değilseniz suya girmeyin
a- Kazazedeye bir halatı ya da halat bağlanmış batmayan bir objeyi fırlatın
b- Suda çırpınan kişiye kurtarma halatı veya can yeleği atıp onu çekin
c- Bir sopa, elise veya tahta uzatın
d- Küçük bir bot veya sandalda iseniz boğulmakta olan kazazedenin bota tırmanmasına izin vermeyin ikiniz birden suya düşebilirsiniz
f- Buzun yada suyun içine düşen kazazedede hızla hipotermi gelişir. Uzattığınız objeyi yakalaması kolay olmayabilir. Onu konuşturun, şuurunu açık kalmasını sağlayın, güvenliği sağlamadan kazazedeyi kurtarmak zor ve tehlikelidir
g- Bununla beraber eğer kazazede hala suda ve debeleniyorsa yeterince güçlü olduğunuza inanın, iyi yüzme ve suda kurtarma eğitiminiz varsa acilen onu dışarı çıkarın.
Yoksa çok geç kalmış olabiliriz.

Boğulma kuru boğulma ve yaş boğulma olarak ikiye ayrılır, Kuru boğulma; güçlü gırtlak refleksine bağlı akciğere hava ulaşamamasına bağlı boğulmadır. Yaş boğulma; solunumun bozulmasıyla oluşan hipoksi, hiperkarboksi, ve bu ikisine bağlı asidozun belirleyici olduğu akciğere su giderek boğulmadır. Boğulmaların %85-90’ı ıslak boğulma, geri kalanı apneli dönemdeki laringospazm sonucu su yutmadan kuru boğulma şeklinde oluşmaktadır. Boğulma vakalarında yuttuğu suları boşaltmaya çalışılmamalıdır.


Not: www.o2lms.net adresinde bulunan başvuru formunu doldurduğunuzda ücretsiz e-ilkyardım eğitimini alabilirsiniz.

Saygılarımızla,

İlker Topcu
Oksijen İlkyardım Eğitim Merkezi
Tel: 0216 373 64 66
Gsm: 0505 628 94 61
www.oksijenilkyardim.com