Bu akşam, defterine göz atmak için Çınar'ın çantasını açtığımda bana bir kart çıktı içinden: oğlumun bana hazırladığı ilk anneler günü kartı!
Herhalde, uzun zamandır hiçbir şey beni bu kadar heyecanlandırıp duygulandırmamıştı... Minik bir el izi. Bu onun yaptığı (ve tabii ki yapabileceği) kısım. Ve bir not:
Okudukça boğazım düğümlendi, gözlerim doldu (tamam, ve taştı).
Evet, şimdi evin her penceresinde ve eşyasında sürekli görmeye alıştığımız minik, pasaklı el izleri var... ve gerçekten o kadar hızlı büyüyor ki bu eller, bir süre sonra bu izleri görüyor olmayacağız. Ve evet, geçmiş geçmişte kalıyor, zamanı geri alamıyoruz. Ama böyle ufak hatıralar, bize yavrularımızın bir zamanlar ne kadar da minik olduklarını, o minik ellerle yüzümüze her dokunduklarında içimizin nasıl titrediğini, kalbimizin nasıl mutlulukla çarptığını hatırlatacak.
Ve muhtemelen beni hem güldürecek, hem de şimdi olduğu gibi duygulandıracak (evet, muhtemelen yine gözlerimde bir iki damla yaş da olacak).
Ben, zamanı hızlı yaşayanlardanım. Daha bugün arkadaşlarıma dert yanıyordum; hep acelem var, hep! Çorbamı içerken bile sıkılabiliyorum; her iş çabucak bitsin, gideceğim yere çabucak ulaşayım, yaşayacağım şeyi çabucak yaşayayım istiyorum. Bir türlü şu hayatın dingin yanına odaklanamıyorum; o tada varamıyorum...
Bu kart, biraz kendime getirdi sanki beni. Zaman, ben istemesem de akacak; herşey aslında hiç düşünmediğim bir hızda gelip geçecek. Bu minik eller ben fark etmeden kocaman olacak, benim ellerimi kavrayacak...
O zaman niye acele ediyorum, tadına varsam ya! O minik elleri doya doya öpsem, koklasam ya... geçirdiğim her anı sindirerek yaşasam ya...
Oğlum, minik adamım, Çınar'ım; iyi ki anne yapmışsın beni! Sen olmasan, eksik kalırmışım...
Öperim o minik ellerinden; bunları okuyacağın zaman pek minik kalmayacak olsalar da :)
8 yorum:
Zaten duygusalım Başakcım, senin yazınıda okuyunca koptum. Gözlerim dolarak okudum yazını.
Gerçekten çok çabuk büyüyorlar ve biz onların ve hayatın hızın ayetişemiyoruz.
İnşallah sindire sindire büyüdüklerini yaşayabiliriz.
Anneler günün kutlu olsun ve iyi ki çınar'ı dünya ya getirmişsin ki onun sayesinde senin sayende de onu tanımış oldum.
İkinizide kocaman öpüyorum
Başakk!!bende de çok benzeri var yarın ekleyeceğim:))e birkaç damla gözyaşı da ben döktüm hani;)"o an" ların tadını çıkarmalıyız...
bir gün bir bakacaksın o yapamadığın şeyler için o kadar çok vaktin olacak ki şaşacaksın.kuş yuvadan uçmuş gitmiş ne zaman büyüdü ne zaman gitti diye hayıflanacaksın.zaman su gibi akıp gidiyor durduramıyorsun
anneler günün kutlu olsun
Ne kadar güzel bir kart ve ne güzel bir hediye.
Haklısın canım her anlarının tadını çıkarmamız lazım bu günlerini çok özleyeceğiz..
Anneler günün kutlu olsun:)
Hepimizin anneler günü kutlu olsun!
Keo, bloguna baktım ve güldüm :) Gerçekten aynısıymış :)) Ama senin bloga yorum yazamadım, "yorum gönder" kısmı açılmadı bir türlü!
Sevgiler herkese...
Ahh şu acelecilik yok mu? Hem farkındayım bu durumun ama kendime hakim olamıyorum, hep bir telaş hep bir telaş, ne olacaksa :))
Ben de anneler gününü kutlarım Başakcım :))
Cok duygulandım yazını okuyunca, kızım henuz 14 aylık ama ilerde boyle bir kart alabilecegimi dusundum hemen.
Belki hatırlarsın, Iraz'in Ankara'daki seminerinde tanısmıstık. O seminerden en cok aklımda kalan cumle "hayat cocugunuzun yemek yeme hızında"
O andan beri kızımla gecirdigim her anın tadını cıkarmaya calısıyorum. İlk aylarda yeni anne olmanın verdigi duygusal karmasayla "ah bir 3 aylık olsa, ah bir 6 aylık olsa" der dururdum, simdi simdi farkediyorum maalesef o anların kıymetini bilmedigimi...
Aksam ben de gidip kızımın kucucuk ellerini opecegim :)
Merhaba Işıl, tabii hatırlıyorum seni!
Evet, o seminerden benim de en çok aklımda kalan o cümle oldu; gerçekten pek çok şeye bakış açımı değiştirdi :)
Görüşmek dileğiyle, sevgiler!
Yorum Gönder