8 Haziran 2011 Çarşamba

Çılgın

Çok sevdiğim bir arkadaşımın baldan tatlı kızı Çınar'ı böyle tanımlıyor: Çılgın!

Çocukların tahlil yeteneği kesinlikle büyüklerden kat kat iyi. İçgüdüleriyle yönetildiklerinden olsa gerek, karşılarındakinin hem dışını hem de içini çok iyi görebiliyorlar. Bu yüzden de Beril, Çınar'ı "çok hareketli, yaramaz, yerinde duramayan, inatçı, vs." diye değil, "çılgın" diye tanımlıyor.

Çünkü Çınar gerçekten hayatı ve duygularını dolu dolu, coşkuyla yaşayan bir çocuk. Kafasına koyduğunu yapan, aklına düşenin peşinden gidenlerden. Hedefe ulaşana kadar durmayanlardan. Dolayısıyla, amacına ulaşmak için en saçma yolları bile denemekten vazgeçmeyenlerden. İşte bu yüzden de biraz çılgın, çokça delidolu! Kesinlikle kararlı...

Ve hayır, birlikte yaşamak, tam tersi karakterde bir anne olmak kolay değil. Hem de hiç! Ama onu kendi olduğu gibi -ya da Beril'in dediği gibi- kabul edersen, eğlenceli.

Bu ara aslında yine kendimi sorgulama dönemim. Geçen seneden, 2011 İlkbahar-Yaz sezonuyla ilgili çok beklentiye girmişim. Çınar'ın durulmasını, benim yanımdan ayrılmayan, sözümden çıkmayan -ne demekse- yavru haline gelmesini beklemişim. Beklentilerim boş çıkınca da sabırsızlaşmışım, gerilmişim, germişim. Ama o bir "çılgın", bunları -henüz- yapamaz ki :)

Yine de çok büyük bir iş başardı bu bahar, hem de annesinin "beklemediği" kadar kolaylıkla! "Bezlerini çöpe attı", az şey mi? Hayır! Ve aslında, artık söylenenleri de dinliyor, çoğu zaman anlıyor, kimi zaman uyuyor. Kural nedir biliyor, esnetme denemeleri oluyor; ama, biz tutarlı davranınca kabul de ediyor. Geçen sene kurallara uyabileceğini tahmin edebilir miydim? Hayır!

Demek ki, herşeyin bir zamanı var. Ve bu zamanı hep bizim çılgın belirleyecek. Yani, az biraz durulmasının da zamanı gelecek, "tehlikeli"nin ne olduğunu anlamasının da...

Annesi o zamana kadar enerji veren vitaminlerle, meyve desteğiyle idare etsin ve "çılgın"ının tadını çıkarsın yalnızca :)


32 aylık "çılgın"ım, Sapanca'da, Beril'in şapkasıyla...


2 yorum:

eylemyiğit dedi ki...

Çocuk dediğin çılgın olur.Çocuk dediğin kural tanımaz.Delidoludur.Sevinci de üzüntüyü de öfkeyi en üst seviyede yaşar.Biz de öyle değil miydik çocukken?Bunu hatırladığım zaman her zaman daha iyi hissediyorum bir anne olarak.Ben iyi olduğumda,ilişkimiz de iyiye gidiyor oğlumla.Tekrar hatırlattığın için teşekkürler.

feyzanerkançınar dedi ki...

her dediğini yapan,dizinin dibinden ayrılmayan bir çocuk olsaydı eğer eminim daha çok rahatsız olurdun...ben hep yaramaz hareketli çılgın bir oğlum olsun,koltuk tepelerinde zıp zıp zıplayan bir oğlum olsun istemiştim,oldu da...eğer yorgun ya da hasta değilsem sorun yok kaldırabilirim ama değilsem sesimi yükselttiğim oluyor ...belden aşağı laflar(argo,kişiliğini zedeleyici vs.) etmedikçe de bağırmanın zararı yok bence...