9 Nisan 2010 Cuma

Oynasana Çocuğum!

Başka derdimiz yokmuş gibi (belki de gerçekten olmadığından, belki de artık dişten mütevellit gece uyanmalarını kanıksadığımdan) bu sefer de minik adamın oyuncaklara olan ilgisizliğine kafayı takmış durumday(d)ım sevgili okur! Bu derdimi sevgili sitemiz Nurturia'da paylaştım; sağolsun, pek çok anne arkadaşım, pek çok güzel fikirler verdiler. Uzuuuun uzun yazdık hepimiz... meğer ne dertliymişiz; ya da, paylaşılacak ne çok şey varmış! Hatta bugün bir anne-arkadaşım "buradan bir aktivite kitabı bile çıkar" diye yazmış! Çıkar mı çıkar! Merak ederseniz hemen üstteki linke bir tık!
Aslında, bundan bir süre önce "Minik Adamın Oyuncakları" diye bir yazı yazmayı planlamıştım, ama "evet, bir de şu oyuncağımız çok güzel; ama, minik adam onunla da en fazla 5 dakika ilgileniyor" demenin anlamsızlığını çabuk kavradım :) Yine de, bu dönemde bile ilgisini cezbetmeyi başarabilen iki oyuncağa burada yer vereceğim; bunu o oyuncaklara ve yaratıcılarına bir borç bilirim! Daha sonra da belki, yine oyuncaklarımızla ilgili bir yazı yazarım buraya... oynamaya bir başlayalım da yeniden!

Bizim minik adam tam bir aksiyon insanı, görev adamı! İş ver, yapsın! Koştursun dursun! Oyuncakla falan harcayacak zamanı yok yani! "Bezini çöpe at Çınar'cım" deyin; hemen pıtır pıtır gider, atar, gelir. "Tencerelerin kapaklarını kapat, cekmeceye diz Çınar'cım" deyin; anında yapar. "Al şu takatukaları takatukacıda takatukalattır Çınar'cım" deyin; anlarsa ne olduğunu, kesin gider! "Seeeni ya-ka-lıy-caaaaammmm" deyin, ok gibi fırlar kaçar. "Nerdeymiş, Çınar nerdeymiş?" deyin, hemen kapının/perdenin/koltuğun arkasına ya da dolaba (üstteki gibi) saklanır; siz onu bulana kadar da sesini çıkarmadan oturur (süre gerçekten önemli değil, denedik!). Ve bütün gün top sürebilir! Dayısına çekmiş, bence belirgin bir yeteneği var; ileride "topçu" olursa çok para kazanabilir sanki :)

Ve fakat annesi illa bir sorun bulacak ya kendine, bu sefer de çocuğun bu oynadığı oyunlar yetmedi, "niye ona yararlı olacak oyunlarla ve oyuncaklarla vakit geçirmesine yardımcı olamıyorum, yönlendiremiyorum; bunu niye başaramıyorum?" diye kendini yemeye başladı! Bunu yapmak için de haklı nedenlerim var aslında; minik adam gerçekten hiçbir oyuncağıyla 2-3 dakikadan daha fazla ilgilenmiyor. Oturarak yaptığı tek aktivite kitap okumak (ki hala bundan keyif aldığı için çok mutluyuz). Aklımın çeşitli köşelerinde uçuşan silik "hiperaktivite" sözcüğünü elimi sallayarak savıyorum. Göz kontağı kurduğu, anlatırken dikkatlice dinlediği, uzunca süre kitaplarına da konsantre olabildiği için de savmakla iyi yapıyormuşum (bu konuda deneyimini paylaşıp beni rahatlattığı için Peyibal'a sevgiler). Ama neden, neden oyuncaklarıyla oynamıyor bu çocuk? Ve neden, neden ben onu hiçbir şey yapmaya yönlendiremiyorum?

Yazıştık annelerle bir gün boyunca, muhtemelen yazışmaya devam da ederiz. Nedenler, çözümler, kabuller bulduk birlikte... Ve öğrendim ki, "bu suç benim suçum değil!" (kardeşimin 3 yaş civarı favori cümlesiydi). Kendimi -yine, her zamanki gibi- yıpratmaya gerek yokmuş! 18.-19. aylarda bu aslında normalmiş; pek çok anne-arkadaşımın çocuğu bizim minik adam gibi davranıyormuş -ya da vaktiyle öyle davranmış. Ama 2 yaşa yakın, hepsi oyuncaklarına daha bir ilgi gösterir olmuş. Oyun kurmaya başlamış. Oyun oynarken daha uzun süre popolarının üzerinde oturmaya başlamışlar.

Bir de şu gerçeği fark ettim, aslında bizim minik adam bakıcısıyla birlikteyken gündüz oyuncaklarıyla oyun oynuyor. Ama akşam ben eve geldiğimde, özlemini gidermek için araya oyuncak vs girsin istemiyor! Elimden tutuyor; bir oraya gidiyoruz, bir buraya! Daha ben işe başlayalı 3 ay oldu, alışamadı mı, yoksa bu özlem hiç mi bitmeyecek bilemiyorum (hiç bitmesin, çünkü ben onu hep özlüyor olacağım...). Ama en azından bu konuda da artık empati kurabiliyorum!

Ve şimdi sırada bahsettiğim iki oyuncak var. Asında biri gerçekten oyuncak, diğeri oyuncak niyetine kullanılan obje.

1- Melissa&Doug Mıknatıslı Deniz Canlıları Yap Bozu: Bu yapbozu sevgili arkadaşım Seda önermişti bana, ve ben "Türkiye'de nerden bulacağım ki ben?" diye düşünürken bir gün, tamamen tesadüf eseri, Smyk'ta rastlayıverdim! Ucunda mıknatıs olan oltasıyla, ortalarında metal düğmeleri olan deniz canlılarını yakalayıp, sonra da elinize denize geri yerleştiriyorsunuz (canlıları sevelim-boşuna öldürmeyelim teması da var sanki). İsterseniz oltayla da yerleştirmeye ççabalayabilirsiniz ama ben -kendim- daha beceremedim! Minik adam hepsini tek tek yakalayıp, sonra da tek tek yerlerine yerleştirmeye çalışırken kendini kaybediyor (bkz. üstteki resim... evet, elindeki elma!)! Açıkçası, evde herkesin oyuncağı oldu, şiddetle tavsiye ederiz! Yalnız, Amerika'dan getirtme imkanı olanlar bu imkanı değerlendirsinler; çünkü, burada, oradaki fiyatının 3 katına satılıyor!

2- Matruşka: Babam, vaktiyle Rusya'dan hatıra olsun diye getirdiği şu matruşkaların minik adamın en sevdiği oyuncaklardan biri olacağını tahmin etmiş olsaydı, acaba fabrikasını da satın alır mıydı? :)) Şu boy boy satılan kaplara para vermenize gerek yok sevgili okur, tahminim hepimizin evinde, eve bir şekilde girmiş bir matruşka vardır; koyun bebelerinizin önüne, dakikalarca oynasınlar! Şekil eşleştirme, boyut kavramını tanıma, iç içe geçirme, hatta ek malzemelerle (pardon, materyal, daha havalı :D) doldur-boşalt... hepsi tek bir oyuncakta! Çınar'ın eline bir gün "oyalansın" diye verdik, şimdi oyuncak kutumuzun en nadide köşesinde bu sevimli Rus bayanlar. Bakın, minik adam ne kadar da keyifle ve ilgiyle oynuyor!

Herkese bol oyunlu, koşuşturmacalı, ama hepsinden önemlisi, yavrularınızla mutlu mutlu günler diliyoruz!!! Bir sonraki yazıya kadar, esenkalın :)

7 yorum:

Ozge dedi ki...

Bu minikler boyle hic ummadigin bir sey onlari cok fazla oyalayabiliyor:) Derin de saklama kaplariyla bir ara cok oynardi...bir de annem bana sus niyetine minyatur cay bardagi, tabagi ve caydanlik vermisti, onlarla da cok oynadi Derin. Surekli cay kouyuyordu bize:))
Su miknatisli yapboza ben de bir bakayim, belki ilgisini ceker...Sevgiler!

anneyazar dedi ki...

Öncelikle nispeten kısa bir post yazmayı başarabildiğin için tebrik ediyorum:) Nurturia belleğini zorlayan aktivite soruna gelen bir o kadar seni bile ezip geçen uzun cevaplar içinse ben de şaşkınlık içindeyim :) Aferin Çınar'a çok güzel oyunlar belirlemiş kendisine daha ne olsun. O yuncak hayattır diyor işte. Öpüyorum tatlı kuzumu:)

larcencielblog dedi ki...

Özge'cim,

Evet, sürprizlerle dolu bu çocuklar :) Mufak gereçleri de Çınar'ın direkt ilgi alanı! Evde yer olsa, o minyatür mutfaklardan alacağım ama bizim mutfağı zor sığdırıyoruz! Yalnız, şu evcilik setleriyle kesin çok ilgilenir. Arkadaşlarımın büyüyen kızlarının küçülen oyuncaklarından bulabilirim belki :)
Derin'i kocaman kucakladım!

Selver'cim,

Posta önce bir başladım; allaaaahhhh... aldı başını gitti! Dedim, bir dakika, bunlar zaten Nurturia linkinde var. Hemen, benim için asıl can alıcı iki noktayı özetledim; işlemi tamamladım! Merak eden, açıp açıp Nurturia linkine baksın. Gerçekten harika öneriler çıktı!
Ve çok haklısın; oyuncak hayattır, hayat oyundur Çınar için :) Sen de kızını öp benim yerime!

Herkese sevgiler!

Adsız dedi ki...

Başakcım,durumu çok güzel özetlemişsin, ben bu kadar zipleyemezdim bu dosyayı.Küçük balıkçı adama öpücükler ve bu arada geçmiş olsun.Birkaç gündür evde nerdeyse hiç zaman geçirmediğim için nurturia güncellemelerde yeni gördüm minik adam hastalanmış,gelmiş geçmiş olsun.Sevgiler
Peyibal

larcencielblog dedi ki...

Sevgili Peyibal,

Teşekkürler. Minik adam daha iyi bugün, gün geçtikçe düzeliyor, umarım bir daha tekrarlamaz.

Zipleme kısmı için çok düşündüm açıkçası. Gerçi, talep var, bir de yazanlardan özet geçilsin diye, belki yeniden bunun üzerine bir şeyler yazabilirim :)

Sevgiler, Başak

Seda dedi ki...

Sila da bu aralar her oyuncagiyla cok kisa ilgilenip hemen baska birseye yoneliyor. Ayni sekilde oyuncaklari degistiriyoruz, kitaplari degistiriyoruz vs.

Oyuncaklari degistirdigimiz icin yeni oyuncak gibi davranmasini bekliyoruz ama olmuyor derken arkadaslarla oyuncak degis tokus isine girdik. Cocuklar tamamen yeni oyuncak gormekten cok mutlu oldu, tavsiye ederim.

Bir de bu ara en cok Sila'yi oyalayan sey pastel boyalarla surekli kagitlara birseyler cizmek. Tek sorun ya benim ya babasinin yanina oturup eserini yaratmasini izlememizi istiyor :)

larcencielblog dedi ki...

Sedacım, evet aslında, bu miniklerin bizden biraz daha zeki olduklarını unutuyoruz. Oyuncakları kaldırdığımızda tamamen yeni oyuncak gibi bakmadığını, yalnızca hatırladığı çin sevindiğini ben de fark ettim :)) Aslında civar çocuklarla (İlke, Naz, Elif Naz) oyuncak değiş tokuşu iyi olabilir. Bir arkadaş da oyuncak kiralama sitesi önerdi; o da olabilir. Ama bu ara biraz kendi haline bıraktım Çınar'ı, oyuncakları da odasına aldım. Salonda hep gözünün önünde olmayınca, odasındayken daha çok oynamaya başladı.

Pastel boyalarla aslında ilgileniyor ama öyle uzun uzun çizmiyor. Bir de, muhakkak, hala, tadıan bakmak istiyor. Ama eskiden direkt ve yalnızca ağzına sokardı, son zamanlarda çizmekten de keyif almaya başladı... demek ki, 40 gün daha beklememiz lazım :))

Öpüyorum Sıla'mı, sevgiler! Başak