15 Temmuz 2010 Perşembe

Bi'Dakka Daha...

Dün Çınar'ı okkuldan almaya gittiğimde, Ms. Hilal ve Ms. Başak'la arka bahçede kuduruyordu bizim minik adam. Ağzında emzik yoktu (flaş... flaş... flaş...) ve kahkahalar atıyordu. Biz Ms. Selin'le konuşurken de bizi görmediler.

Sonra yanına gittiğimde "anneeee" diye gülerek kucağıma atladı ama atlamasıyla inmesi bir oldu. Ve bana şu meşhur hareketini yaptı:


"Bi'dakka daha oynayabilirim miyim anne?"

İşte galiba buna, "yuvaya alışmak" diyorlar! Üstelik hafta başından beri böyle yapıyor Çınar... Tabii ki ben de izin verdim "bi'dakka daha" oynamasına. Kaydıraktan kaydı, bana tebeşirle yaptığı resimleri gösterdi, koşturdu durdu etrafta... Biz okkuldan ayrılabildiğimizde, içeride yalnızca (okulun sahibesi) Hilal Hanım kalmıştı!

Yani, yaşasın!

Peki ama benim canım oğlum, akşam seni alırken "bi'dakka daha, bi'dakka daha" diye ayrılamadığın yere, sabah geldiğinde niye etinden et koparıyorlarmış gibi "anneeeaaaaaa anneeeaaaaaaaa" diye ağlayarak giriyorsun?

Güncelleme: Yazımın üstüne kuzenim (Çınar'ın Ersel Dayı'sı) mail atmış: Çünkü adam daha minik, sen bunu kabullen önce! demiş... Haklı, ne diyeyim! Neyse ki etrafımda böyle insanlar var da sorularımın yanıtlarını hemen buluyorum :)

14 yorum:

Hilal dedi ki...

hareket harika, bayıldım
Ersel dayısının cevabına da:)
sevgiler

e. t. dedi ki...

tamda yuvaya başladığımız bu haftada sevincin bana umut verdi :)
darısı başımıza....

larcencielblog dedi ki...

Hilal,
"Bi'dakka"nın anlamını pek bilmiyor ama bir şeyi uzatmak istediğinde yaptığı direkt bu :) Biz de bayılıyoruz!
Dayımız taşı gediğine oturttu valla :)

e.t.,
Doğru yaklaşımla (yuvadan ve aileden) çabuk alışıyorlar anladığım kadarıyla... ama yine de çocuktan çocuğa değişiyor. Umarım kolayca atlatırsınız.

Sevgiler.

Unknown dedi ki...

Bi'dakka annesi, bi'dakka, o ağlamalardan bitecek merak etme :))

larcencielblog dedi ki...

Bahar,

Tamam, bekliyorum "bi'dakka" o zaman :)

Gamze dedi ki...

Çınarın keyfinin yerinde olmasına çok sevindim,takip ediyorum ama şu ara yoğunluktan çok yazamıyorum:) süreç güzel işliyor dimi annesi:)
sevgiler...

larcencielblog dedi ki...

Çok teşekkürler! Güzel işliyor doğrusu, keyfimiz yerinde :) Sabah ağlamaları da olmasa diyeceğim, dayımız kızacak :)) Bizden de size sevgiler!

Sarp dedi ki...

"Ms." kisimlarini biraz acabilir miyiz? Ne anlamda kullaniliyo onlar?

larcencielblog dedi ki...

Sarp'cım,

"bayan" anlamında kullanılıyor. Şimdi Çınarlar'ın okkulunun dili İngilizce (hehe, çok lazımdı di mi, öyle ama). Dolayısıyla "örtmenim" yerine Ms. diyorlar. Aslında bebelerin daha kolay söyleyebildiği bir kelime olması bakımından hitap etmeyi kolaylaştırdığını gözlemledim :) Ben de, ağız alışkanlığı olsun diye, buraya da böyle yazdım :)

füsfüs dedi ki...

dayının söylediği bende de koca bir taş etkisi yarattı, ne kadar haklı, biz niye bazen unutuyoruz ki onların minik olduğunu?

larcencielblog dedi ki...

Ne bileyim Füsun, okula falan da başlayınca birden büyüdü sandım galiba :)

Sarp dedi ki...

Bu "Miss" olayini pek begenmedigimi soylemek isterim. 'anim eki daha guzel? Basakanim, Hilalanim, en azindan kendi dilinde...

Frau diyelim? Frau Hilal!

banu dilik dedi ki...

Fotografinda da super gozukuyor maasallak, gozlerinin ici guluyor bu minik adamin yaaa... bu ardaa bana da hic minik mis gibi gelmiyor, sanki buyumus ufalmis herseyi anlarmis....

larcencielblog dedi ki...

Sarp'cım, Alman ekolü olsa eyvallah da, öyle katı değiller... bak sen tecrübeye güven :) ayrıca da, amaaan, beğenmedimiz bir bu olsun! Çınar bu hafta ayrılmak istemedi yuvadan, gerisi hikaye :)

Banu'cum, teşekkürler :) Hah işte, sanırım bu senin dediğin nedenden anlayamıyoruz hala küçük olduğunu!