28 Aralık 2010 Salı

Yılsonu Yoğunluğu...

Aslında yaptığım çok bir şey de yok; ama sanki, bütün yılın yükü gelip omuzlarıma binmiş gibi... Sanki, 31 Aralık günü de bittiğinde rahatlayıverecekmişim gibi...

Ve dolayısıyla elim hiçbir şey yazmaya gitmiyor. "Sobe"ler bekliyor, yazılar bekliyor. Pazar sevgili arkadaşım Umay aradı; uzun zamandır yazmıyorsun, son yazında da sesin iyi gelmiyordu, merak ettim diye. Sağolsun! Aslında iyiyim. Hatta çok iyiyim/iyiyiz. Sabır küpü olabiliyormuşum mesela Çınar'a karşı. En son ne zaman gerçekten sinirlendim, hatırlamıyorum (süper). Dolayısıyla, sanki her sorunumuz daha çabuk çözülüyor gibi. Çözülmese de, daha sakin davranmak kesinlikle daha huzur verici!

Çınar tam bir bal kaymak! Sohbet etmek çok keyifli... bazen, söylediği şeyleri nereden duymuş olabileceğini tahmin etmekte zorlanıyoruz (dedikodu yaparken çok dikkatli olmalı). Kendine kendine şahane oyunlar kurabiliyor (kamyonlarıyla hayal oyunları... kamyonlar yük taşıyor, ordan oraya gidiyor, kaza yapıyor...). Ve büyüdüğünü izlemek çok ama çok keyifli.

Dikkati, olduğu yerde oturabilme süresi bile arttı. Benim için inanılmaz bir şey. Geçen haftalarda, yuvamız bizi Tiyatro Tempo'daki inteaktif bir oyuna götürdü: Karınca Kararınca. Önce çocuklarla karınca maskesi yaptık, sonra da maskeleri takıp tiyatro izlemelerini ve oynamalarını seyrettik! Harikaydı...



Sonra evde yılbaşı ağacımızı kurduk! Çınar'ın katılımıyla... gerçi daha çok topları bağlayacağımız sicimleri alıp kaçarak katılmayı tercih etti ama yine de ailecek iyi zaman geçirdik, birlikte bir şeyler yapmak hepimize iyi geldi!


İki yaş yaşanan çatışmalar yüzünden zor, evet, ama keyifli yanları o kadar fazla ki! Zorlukları artık batmıyor gözüme...

Bu arada, ben de kendim için iyi bir şey yaptım ve Nurturia'dan kızlarla toplanıp erken yılbaşı kutladık bir akşam... yedik, içtik, bol bol sohbet ettik! Uzun süredir görmediğim ortaokul-lise arkadaşım Müge'yi de görmüş oldum böylece. Ara sıra yapmalıyız bunu, annelikten ara sıra firar etmeliyiz bence!

Son olarak, bu yıl Çınar'ın minik kuzenlerinin hepsine minik hediyeler gitti bizden... bir çocuğu mutlu etmek dünyanın en kolay işi! Umarım 2011 onların kahkahalarıyla çınlar!!!



Herkese şimdiden mutlu yıllar!

3 yorum:

Yasemin Aktuğ dedi ki...

Şu tiyatro olayınızı acayip kıskandım. Nasılda görev adamı bu Çın Çın.
Onun o bacaklarını ısır benim için öpüyorum.

yeliz dedi ki...

canım çınar çok tatlı kocaman maşallah diyeyim en alaturkasından

larcencielblog dedi ki...

Yasemin, evet; iş ver yapsın :)) Isırırım, ısırıyorum zaten :S Çocuk her seferinde "ıçıırma anneeee" diyor :D

Yeliz'cim, canımsın :)