26 Haziran 2012 Salı

Gittik Gördük: CERModern Dali Sergisi

Dali, kendimi bildim bileli sevdiğim, resimlerine hayranlık duyduğum ressamlardan biri olmuştur. Sürrealist akımı da zaten diğer akımlardan ayrı bir yere koyarım. Belki de, tek bir resimden aynı anlamı çıkaracak iki kişinin olmayışı bana cazip gelir... bilmiyorum. Ama ilk resmini gördüğümden beri Salvador Dali'ye hayran olduğumu biliyorum. 

Nitekim, CerModern'deki Dali sergisini duyduğum ilk gün gitmeye karar verdim; ve ancak son günü gidebildim. Olsun, kaçırmadım ya! Ve çok sevdiğim bu ressamı oğluma da tanıtmaya kararlıydım. Seda'yla kararlaştırdık, bu iki yavruyu alıp CerModern'in yolunu tuttuk.


Öncelikle söylemeliyim ki, CerModern'in çarpıcı görünüşü, güzel restorasyonu bizi arabadan iner inmez ihya etti! Gerçekten çok hoş olmuş görünüşü, içi, dışı... çok takdir ettim! Çocuklar da deli danalar gibi koşturacakları kocaman bir alan bulunca kendilerinden geçtiler.


Bir miktar dışarıda heveslerini aldıktan sonra sergiye girdik. Ama daha girer girmez görevlilerin "yalnız çocuklar sessiz olurlarsa iyi olur, insanlar rahatsız oluyor" uyarısıyla karşılaştık. İnsanlar rahatsız olmakta haklı olabilirler; ama, bu çocukların da küçücükken sanatla tanışmaya hakları var değil mi? Neyse, söz verip içeri girdik...

Tabii ki sessiz falan olamadılar! Sessiz olmak hangi çocuğun doğasında var ki?

Resimlerden korkup kaçarken :)

Sergide en çok dikkatlerini çeken şey: O siyah perdelerin arkasında ne var?

Seda Anne oyunu: Bakın bakalım bu resimde hangi renkler kullanılmış?

Aslında "dur, sus, ses çıkarma, bak görevli uyardı bizi" gibi vıdı vıdı yapmak zorunda kalmasaydık, kesinlikle sergide çok eğleneceklerdi. Çünkü, "bu resimde hangi renkler var?" oyununu çok güzel oynadılar. Resimleri kafalarında bir şeylere benzettiler... Tabii ki tabloların hiçbiri onların göz hizasına asılmadığı için dikkatleri çok çabuk dağıldı; ama kucakta da gayet iyi götürebilirlerdi sergiyi. Eğer sürekli sessiz olmaları gerekmeseydi...

Baktık ki ne çocuklara rahat veriyoruz, ne kendimiz gezebiliyoruz, Ahmet aldı onları dışarıda oynamaya götürdü. Biz de Seda'yla sakin sakin Dali izledik...

Çınar'ın "kaplan"a benzettiği eser





Biz Seda'yla çıkarken kapıdaki görevliler "kimse sizin gibi nöbetleşe girmeyi akıl edemedi; çok teşekkürler anlayışınız için" dediler. Bir şey demedik. Ama şunları demek çok içimden geçti:

4 yaşında diye bu çocuklar sanattan anlamayacak değiller. Ama sanatı anlamak için bize "gereken" sessizliğe onların ihtiyacı yok. Onlar paylaşarak öğreniyorlar. Bağırarak, birbirlerine coşkuyla gördüklerini anlatarak, koşarak öğreniyorlar. Böyle akıllarında kalıyor. Keşke, çocuklar için de haftanın belli günlerinde belli saatler ayırsaydınız da, biz de onları dışarı çıkartmak zorunda kalmadan rahatça ve özgürce gezdirseydik. Ha, eğer bu sergi onlara uygun değildi, diyorsanız; keşke belli yaş grubu çocukların sergiye alınmayacağını söyleseydiniz...

Diyemedik tabii. Demedik daha doğrusu. Muhatabı bulmak lazım çünkü. Neyse...

Dali sergisini rahatça gezemediler ama dışarıda rahat rahat oynadılar. Yine de, umarım bu yazı bir şekilde ilgililere ulaşır; bundan sonraki sergileri çocuklarımızla ve keyifle gezeriz.

2 yorum:

Benden Bizden dedi ki...

Başak, bu yazını CernModern'in iletişim adresine göndersen? Belki sesini duyan olur.

larcencielblog dedi ki...

Twitter'dan link attım hesaplarına ama henüz ilgilenen olmadı... belki dediğin gibi, bir de iletişim adreslerine gönderebilirim.

Biliyorum ki yurtdışındaki sergilerde ya da müzelerde çocuklar böyle rapt-u zapt altına alınmıyor. Bizdeyse çocuklar herşeyden mahrum bırakılsın diye çabalanıyor. Halbuki CerModern, çocuklar için (7-14 yaş) sanat atölyeleri de olduğu için konuya farklı yaklaşır sanmıştım...

Neyse :)