22 Temmuz 2010 Perşembe

Mahallenin En Mutlu Yumurcağı*

*Happiest Toddler on the Block isimli kitabın Türkçe'ye çevrilmiş hali. Toddler kelimesi, Dr. Karp'ın tanımıyla, 8 ay- 5 yaş çocuklar için kullanılıyor. Ben daha önce, 1-3 yaş diye biliyordum...

Dr. Harvey Karp ile tanışmama vesile olan kişi kuzenim Eylem Abim'dir. Deniz'imiz daha yeni doğduğunda, fotoğraflarında kundaklandığını görmüş ve dehşet içinde "aaaa, kundaklıyor musunuz siz çocuğu ordaaaaa?" diye email atmıştım. Abim de sağolsun, adım adım anlatmıştı, sonradan hayatımızı kurtaracak, 5-S kuralını! Daha sonra sevgili Seda, bana Happiest Baby on the Block (Mahallenin En Mutlu Bebeği) isimli kitabını gönderdi. Temel olarak, abimin anlattığı şeyler ve biraz daha fazlası yazıyordu, ve Çınar'ın ilk 3 hatta 4 ayında yazan herşeyi yaparak rahat ettik diyebilirim!

Çınar büyüyünce, ikinci kitabını almayı hep düşünsem de, erteledim durdum. Ama, bizim minik adam kişiliğini ortaya koymaya başladıkça, sanki ona karşı yaklaşımlarımızda bir eksiklik var gibi hissediyordum; baş edemediğimi düşünüyordum ki, Dr. Karp yine hatırlattı kendini!

Bu zat-ı muhterem, dün bir konferans için İstanbul'daydı (zaten böyle şeyler hep İstanbul'dadır, hep!!)! Dört arkadaşım da (Özge -ailemizin fotoğrafçısı, meşhur pehlivan Çınar fotoğrafını çeken tatlı bayan, Neşe, Elif ve Tuğçe) bebekleriyle birlikte (Aylin kuzusu hariç) Dr. Karp'ı dinlemeye gittiler! Ne şans! Benim de şansım, bu güzel insanların deneyimlerinden, dinlediklerinden yararlanmaktı tabii!

Sevgili Elif ve Tuğçe de bloglarında bahsederlerse, bu yazıya link vermeyi düşünüyorum, ve sizi şimdi sevgili Özge'nin konferans notlarıyla baş başa bırakıyorum. Eline sağlık canım arkadaşım!

Harvey Karp’tan notlar…


Toddler-Cocuklarımız (8 ay / 5 yaş arası) = Magara adamı *ilkel*içgüdüsel*

Biz=Uygar dünyanın büyükelçileri

Bu yontemlerin tantrumların doğru teknik ile uygulandığında %50 oranında 2 dakika içinde tantrumları önlediğini soyler Harvey Karp. Aslında CD sini bulup izlememizin teknikleri görmek açısından faydalı olduğunu düşünüyorum bende!

1- Çocuklarınızdan beklentiniz olmasın. Sabırları, tahamulleri, uygun davranış şekilleri yoktur. Tantrum yaşadıkları zaman kişisel olarak algılamayın!

2- Tantrum yaşadıklarında eger karşılarına super sakin olursanız bu işi daha kötüye sürükleyebilir. Düşünün ki çok sinirlisiniz ve birisi size sakin bir ses tonu ile yatıştırmaya kalksa siniriniz yatışacağına daha da coşar. Cocukların onu anladığınızı bilmeye ihtiyaçları var.

3- Cocuklar günümüzde hem fazla hem az uyarılıyorlar. Bir apartman katında yaşamaya zorlanan Tarzan gibiler, bu durumun ne kadar sıkıcı olabileceğini düşünün. Daha fazla dışarıda olmaya, doğa ile vakit geçirmeye, koşmaya oynamaya ihtiyaçları var, bud a az uyarıldıkları taraf, ancak bilg oyunları oyuncaklar bir taraftan fazla uyarılmalarına sebep oluyor. Mümkün mertebe çocuklarınızı dışarı çıkarın!

4- Cocukların sol beyinleri gelişmemiştir, dil gelişimi-mantık yürütme gibi yetenekleri sınırlıdır, ancak sağ beyinleri mükemmel çalışır. Bu nedenle ne soylediğiniz değil, nasıl soylediğiniz önem taşır! cocukta tantrum katsayısı arttıkça sol beyin kullanımı gittikçe düşer.

5- Tantrum ile başa çıkmanın iki yöntemi ise
(a) Fast Food Kuralı (dikkat cekmeye aclık duymak) – tantrumlarına saygı duyun/anlamaya çalışın
(b) Onların dili ile konuşun (yumurcakça, toddler-ese). Bunu tenis oynamak gibi düşünün…Normal bir konuşmanın %50 sini biz %50 sini karşı taraf yapar ancak cocukta bu oran %90 cocuk %10 biz şeklinde olmalıdır. Şöyleki kimin en çok ilgiye ihiyacı varsa sıra onundur ve üstelik ekstra uzun zaman kullanma hakkına sahiptir.

6- Ne soylediklerini anladığınızı hissetmeleri cok onemli. Annem/Babam beni dinliyor hissi vermek gerekiyor. Bunun için ne dediğinizin hiç bir önemi yok (sol beyin) ama nasıl soylediğinizin önemi çok (sağ beyin). Örnek: Makarnayı yere attı, güldünüz=hmm çok iyi bir şey yaptım / makarnayi yere attı, hafif uyarıcı bir sesle yapmaması gerektigini soylemek gerekiyor

7- Cumle kurarken kısa (ilkel insan ile konustugumuzu unutmadan) cumleler, sürekli tekrar ve toddlerın ruh durumunun 1/3 ünü geri yansıtmak işe yarayabilir imiş. Bunların hiçbirinin işe yaramadığı durumlar olabilir der Mr. Karp. Tek dertleri size kendilerini anlatabilmek….

8- Bizim öfkeden kör oluruz ama cocuklar sağır olur der…Bu durumda iken sağ beyin ile iletişim kurmaya çalışın. Asla bağırmayın, duyguları yansıtırken yavaş başlayın, unutmayın sözlerin bir önemi yok. Mesela ellerini kullanarak HAYIR HAYIR diyorsa sizde aynı şekilde elleri kullanarak HAYIR HAYIR deyin.

9- İletişim kurarken cocugunuza saygı duyun, onun dili ile konuşun. Tantrum sırasında bebek dili ile konuşmak çok utanç verici gelebilir ancak unutmayın, bunu bebeginiz mutlu iken içgüdüsel olarak zaten yapıyorsunuz! Siz onun dili ile konuştukça – sağ beyne hitap ettikçe – ve onun duygularını geri yansıttıkça toddleriniz daha mutlu olacak. Örnek: Cocuk sinirlendiğinde tantrum a girdiğinde sakin kalmak çocuğu daha fazla kudurturmuş. Söyleki mesela "araba istiyorum" siz sakin sakin "arabayı alamayız bizim değil" derseniz aaa bu anlamadı herhalde diye düşünüp daha yuksek sesle "ARABA ISTIYORUM" dermis. o nedenle yumurcakca konusmak ve "ARABAYI ISTIYORSUN ARABAYI ISTIYORSUN" gibi yaklaşıp cocgua "evet anladı galiba beni" düşündürtmek lazımmış

10- Toddler’ın dikkatini sakinleştirdikten sonra dağıtın. Kendimizi ele alalım, çok sinirliyken biri bize telefonu sallayıp aa ne güzel telefon derse onu ciddiye almadığımız gibi daha da cok sinirleniriz.

11- Sorun cozuldukten sonra sıkıca sarılın

12- Eger işler iyice çığrından çıktı ise, artık kontrol edilemez halde ise “iyilikle gormezden gelin” sakın uzun uzun konuşup sakinleştirmeye çalışmayın. 10sn lik uzak durmalar halinde görmezden gelin. Bağırırken sevgi dolu olarak “cok guzel bagırıyorsun” deyip 10 sn uzak durun. Sakinleşene kadar 10sn periyodlar halinde kontrollü görmezden gelin. Uzak durduğunuzda başka birş ey ile uğraşıyormuş gibi görünün. Boylece ağlamanın işe yaramayacağını görecektir.

13- Cocugunuzu övün ve dedikodusunu yapın: Oyuncakalrını topladığında, “oyuncaklarını ne güzel topladın” ı kendisine soyledikten sonra oyuncaklarına vs de övün/dedikodusunu yapın “ biliyormusun tavşan kardeş bugun Aylin oyuncaklarını çok güzel topladı” şeklinde. Bunu çocuğun duymasını da sağlayın. Aklında soyle bir şey oluşacak (bugün oyuncaklarımı topladığım için herkesten ne kadar güzel şeyler duyuyorum).

14- Çocuğunuzun kazanmasına izin verin. Çocuklarimız fiziksel olarak, dil gelişimi olarak bizden zayıf, onlara kazanmanın bizi yenmenin tadını tattırın ancak bu hakkaniyet ile yapılmalı. cocuklar için bu hakkaniyet oranı %90 oyuncak onlara %10 size hemde kırık olan şeklindedir J Ancak hakkaniyetin oturabilmesi için %10 kaybetmek gerekiyor.

15- Beklemeyi öğrenebilmeleri için istediklerini neredeyse verin. Buna “patience stretching” yani sabır süresini cekistirerek uzatma diyebiliriz sanırım. Mesela siz telefonda konuşurken sizin dikkatinizi çekmek istedi ise; telefondaki arkadaşınızdan 1 dakika müsaade isteyin. Sonra cocugunuza dönüp “evet hayatım nedir gostereceğim sey” deyin. Sonra cocugunuza 1 dakika canım diyip musaade isteyin, telefonu uygun bir şekilde kapatın hemen cocuk beklerken sonra çocuğunuz ile ilgilenin. Boylece telefonu kapatma sürenizi beklemiş olacak ve ilginizi çekmiş olacak. Diğer ornek, kurabiye istedi yemekten once, Kurabiye istiyorsun diye ona geri yansıtın,yemek sonuna kadar beklemesini sağlayın ancak yemekten sonra 2 kurabiye verin. “Beklemek eğlenceli, sonunda 2 kurabiyem oldu” diye düşünmesini sağlayın.

16- Soru: Çocukların birbirine şiddet uygulaması durumunda ne yapmak gerektiği üzerine idi.

Harvey dedi ki...

sozle değil hareket ile uyarın, mesela vurmaya mı başladı..el çırpıp sert bir sesle "hayır vurmuyoruz" deyin ama sonra başka tarafa bakıni başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi yapın.
size bakınca tamam tehlike gecti yineyapabilirim diye düşünecek, teşebbüs eder etmez tekrar el çırpın ve uyarın...bilsin ki ona bakmıyor olduğunuz da da bu hareketi yapmak kabul edilemez.
Ama iş büyüyecek gibiyse ve sizi dinlemiyorsa 1 dakikalık uzaklaştırma yapın, daha da büyük ise bu davranış devam ettikçe uzaklaştırın...
17- Soru: birlikte uyuma ile ilgili idi

Harvey dedi ki...

Eger sizinle beraber uyumak istiyorsa bir kac saat beraber uyuyabilir, sonra yatağına koyabilirsiniz...
18- Soru: yuvaya başlama yaşı hakkında idi

Harvey dedi ki...

2 yaş hatta 18 ay dahi yuvaya başlamak için erken değil. 3'ü beklemenize gerek yok...Cocuklarımız bizi çok severler ama etrafta oynayabileceği başka çocuklarvarsa bizi ikinci plana atarlar. Bu nedenle eger hazır oldugunuzu (Ebeveyn ve cocuk olarak) düşünüyorsanız 3 yaşı beklemenize gerek yok!
Sağ ve sol beyinle ilgili daha çok bilgi için tıklayın!

Emeklerin için yeniden teşekkürler Özge!

Bekle Çınar'cım, artık çok daha mutlu bir yumurcak olacaksın!!!

NOT-1: Sevgili BlogcuAnne Elif'in Dr. Karp'la ropörtajı için şuraya bir tık! (Heryerde anlatılan şeylerden değil, farklı konulardan bahsederek çok iyi bir iş çıkarmış Elif!)

12 yorum:

aslininbahcesi dedi ki...

Dr. Harvey Karp ın bikaç kitabını aldım ve ilk başladığım "mahallenin en mutlu çocuğu"ydu, anlattıkları kesinlikle doğru Şempanze çocuk, Neandertal, mağara adamı, yetenekli köylü açıklamaları ise çocuğunuzla ilgili yaşadıklarınızla birebir örtüşüyor... Sorun şu ki, çözüm öneriliri bizim için yapıcı olmadı, en azından bizim oğlumla uygulayamadık.. :((

larcencielblog dedi ki...

Merhaba Aslı'nın bahçesi,

Ben hala, her yöntemin her çocukta uygulanabileceğine (ya da başarılı olabileceğine) inanmayanlardanım. Ama Dr. Karp'ın, özellikle bebek için olan, tekniklerinin pek çok arkadaşımın bebeğinde ve Çınar'da işe yaradığını gördüm.

Dün de, Çınar'la bahsettiği şekilde iletişim kurmaya başladım ve açıkçası "büyük adamla konuşur gibi sakin" iletişim kurmaya çalıştığım zamandan çok daha iyi sonuç aldığımı gördüm. En azından, "memeeeee memeeeeee" diye (yalancı emziği için) arabada bağırırken "eveeeet, memeeee memeeeeeee, ama arabada yoooooookkkk, evdeeeeeeee" diye bağırarak yanıt verdiğimde önce şaşırıp sustu, bir-iki denemeden sonra da eve gitmeyi beklemesi gerektiğini anladı :) Ya da "ay ne uğraşacağım bu deliyle?" demiş de olabilir :))

Bakalım, bir deneyeceğiz, ama bizde de başarılı olmazsa, yine sizinle paylaşırım!

Teşekkürler, sevgiler!

elbruze dedi ki...

Senminer notları çok özenli hazırlanmış ama senin yorumlarda verdiğin örnek de harika :) Bayıldım.

larcencielblog dedi ki...

Elbruze,

Seminer notları için bir kez daha Özge'ye teşekkür edeyim o zaman!

:) Benim yorumu beğendiğine de sevindim :)

banu dilik dedi ki...

Super seyler yazmissin Basak'cim, kitabi hemen ismarlamam lazim benimde...Ellerine saglik. Cinar'in gozlerinden mutlulugu okunuyor gerci, uzeirnde cok calismana hic gerek yok bence..

larcencielblog dedi ki...

Banu'cum,

Toddler kısmı işe yarayan var, yaramayan var ama "baby" kısmı garantili diyorum :) Kesinlikle ısmarla! Bulamazsan ben sana yollayayım! Aslında, verdiğim linkte yazandan daha öte bir şey yok ama olsun :)

Çınar için yazdıklarına da teşekkür ederim! Evet, genelde mutlu ve huzurlu bir çocuk... ama öyle anlar oluyor ki, ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemiyorum. 2 yaşa yaklaşırken, bütün kişiliğini, bütün gücüyle ortaya koymaya çalışıyor. Ve ben, onu engellememekle sınır koymak arasında kalıyorum. Bu çok ince bir çizgi, ikisinde de kantarın topuzunu kaçırmamak lazım :)

Sevgiler, Başak

banu dilik dedi ki...

Hani blogumda yazdigim bir yazi vardi, tekrar gonderiyorum, bir insan yetistirmek kolay degil elbette ki ama sanirim hayatin akisina da birakabilmeyi becerebilmemiz lazim , ben bu aralar buyuk bir degiim icindeyim, hani hayati, herseyi kontrol etmek isteyen yanima karsin, birak , hayat surukleyebildigini suruklesin diyen diger yanimla hep karsi karsiya kaliyorum ki daha bebegimize kavurmaya 2.5 ay daha var.

iste yazi burada...Bakalim biz ne kadarini becereibliriz...

Cocuklariniz sizin cocuklariniz degildir. Bunlar kendini ozleyen hayatin ogullari ve kizlaridir. Siz bunlarin dunyaya gelmelerine araci olursunuz, fakat bunlar sizin degildir. Gerci onlar sizinle beraberdir, fakat sizin maliniz olamazlar. Onlara sevginizi verebilirsiniz, fakat dusuncelerinizi asla, cunku onlarin kendilerinz ozgu dusunceleri vardir. Siz onlarin govdelerini barindirabilirsiniz, fakat ruyalari yarinin sarayindadir. Sizse orasini ruyanizda bile goremezsiniz.
Siz onlara benzemek için ugrasabilirsiniz, fakat onlari kendinize benzetmek icin ugrasmayiniz. Cunku hayat geriye adim atmaz, dun ile ilgilenmez. "
(Halil Cibran)

Adsız dedi ki...

Teşekkür ederim Başak'çığım!

larcencielblog dedi ki...

Yeniden eline sağlık Elif'cim!

anne kaleminden dedi ki...

teşekkürler tam da bu kitabı almayı düşünürken, böyle derli toplu bilgi bulmam çok iyi oldu...

Adsız dedi ki...

Merhaba bilgilendirmeler için teşekkürler.
Mahallenin en muytlu yumrucağını nette bulamadım? Satışı tükenmiş. Acaba türkçesini nereden bulabilirim ? öneriniz var mı .

tekrar teşekkürler.
beyhan

larcencielblog dedi ki...

Beyhan,

Bu kitabın eski baskısının adıymış, ama yeni baskının adını anımsamıyorum (çok alakasız olduğu için aklımda kalmamış). Ama internetten kitap satışı yapan sitelerden Harvey Karp diye aratırsan çıkacaktır.

Kolay gelsin, sevgiler!