8 Şubat 2010 Pazartesi

Uykuya Özgürlük!

(Uyarı: bugün canım fena halde sıkkın... o yüzden yazı renksiz, resimsiz, biraz olumsuz olmuş olabilir... ama hayat da acı ve tatlıdır, değil mi?)
Giriş:
Hamileliğimin son aşamalarında, biraz da benden önce bebek sahibi olmuş arkadaşlarımın etkisi ve yönlendirmeleriyle, uyku konusunda biraz araştırma yapmış, doğumundan itibaren Çınar'ın uykusu düzenli olsun diye "çalışmalara" başlamıştım... Gündüz bizim bulunduğumuz, ışıklı, nispeten daha sesli ortamlarda yatırıp, emzirirken/altını açarken gayet normal, neşeli, sesli hareket ediyorduk hepimiz; gece uykusuna geçeceği zaman ise sessiz, loş ışıklı (ışığı tamamen kapatmaya cesaret edemiyorduk, neden bilmiyorum), yatak odasına alıp, emzirirken/altını açarken son derece sessiz olmaya, fısıltıyla konuşmaya özen gösteriyorduk. Tüm bunların etkisi oldu mu olmadı mı pek emin değilim ama Çınar 2-3 gün içinde gece ve gündüz ayrımını yapmış, emmek için uyansa da gece uyuyan bir bebek olmuştu.

Gelişme -Güzel Günler...

40 günden sonra da her akşam 6-7 gibi banyosunu yaptırıp gece uykusu rutini hazırladık kendisine. Gerçi, biz ne yaptıysak, uyku saatlerini hep "o" belirledi. 40 güne kadar gece 11'de gece uykusuna geçti, 40 gün 3 ay arası 9:30 dedi mi kesinlikle uyumuş olmayı istiyordu. 3 aydan sonra ise 7 gibi yatıp sabah 6'ya kadar uyuyordu (tabii ki aralarda kalkıp emerek). Sonra yaza doğru uyku saatini 8'e çekti, yazın 8:30'a, büyüyüp de etrafı daha çok keşfetmek istedikçe 9-9:30'a geri döndük! Tabii geç yatmasında gündüz hala 1-1.5 saatten 2 uyku uyuyor olmasının, uykularının arasında 3.5-4 saatlik beslenme/aktivite zamanı arıyor olmasının etkisi büyük. Zaten gündüz uykularının saatine de o karar verdi hep. İlk aylarda uyandıktan 1 saat sonra yeniden uyumak istiyordu. Sonra bu süre 1.5 saat oldu... sonra 2... Nasıl mı anlatıyordu uyumak istediğini? Birden deli gibi ağlamaya başlayarak! Durup dururken, herşey iyiyken, uyku saati yaklaşmaya başladığında birden ağlamaya başlıyordu: "uyutun beniiii, hemen uyutun!". Net olarak hatırlayabildiğim, 4-8 ay arası uyku sayısının kademeli olarak 5'ten 2'ye düştüğü... onu da her düşüşte bir uykuyu -ne yaptıysam- uyumayarak becerdi :) Önce akşamüstü uykusunu bıraktı, sonra uyku aralarını açtı, sonra sabah uykusunu daha öğlene kaydırdı... derken 8 aylıkken 2 uykuya geçti: sabah 10:00, öğleden sonra 3:00 (kalkış saatine göre 10:30, öğleden sonra 3:30). Ama sabah uyanma saatini -ne yazık ki- hiç değiştirmedi: 6:00-7:00 arası! Neler neler denedik: 6'da kalktığında emzirmedik, daha sonraları kahvaltısını 7'den -hatta 8'den- önce vermedik, o saatte uyandığında doğru düzgün oynamadık onunla, sessiz durduk, coşku yapmadık... ama ı-ıh! Biyolojik saati kurmuş bir kere bizim minik adam, bana mısın demedi!

Uykuya geçiş...

Uykuya geçişimiz de apayrı bir yol izledi, önce kucakta, omzumuzda uyuyordu, 2 aydan sonra kucağımızda ama yatay uyumaya geçti. Sonra bir mucize oldu, 4.5-5 aylıkken yatağında, oyuncak ayısının müziğini dinlerken uyuyakalmaya başladı... bir heyecanlandık, aman allah, yoksa kendi kendine uyumayı mı öğreniyor, diye! Yok, değilmiş, yine 8 aylıkken, iyice oturmaya, sonra da kendini kaldırmaya başladı ve kendi kendine uyumaz oldu. Bu sefer de yatağında yan yatırıp pışpışladık. Ne güzel, 15-20 dakikada uyuyor derken yaz tatilinden sonra, 1 yaşına çok az kalmışken birden uyutma süremiz 1 saate yaklaşmaya başladı. Pışpışla pışpışla uyumaz, uyutmak ne mümkün! Haydii, anne yine bir ton çözümle geldi: yatır/kaldır, odadan kademeli çık, hatta Ferber? Yok hayır, Ferber denemeye cesaret edemedik. Bir kere ben çok kızıp odasında bırakınca çok ağladı ve kustu. O gün o metodu asla bir daha denemeye bile kalkmayacağıma dair ona da kendime de söz verdim! Yatır/kaldır iyi gidiyor gibiydi, 4. günde herşey başa döndü, hem minik adama hem de bana eziyete dönüştü. 1.5 ay yöntem yöntem debelendikten sonra annelerin "kızım sen de perişan oluyorsun, al ayağına, hafif hafif salla, rahat edin ikiniz de" baskılarına dayanamadım ve pes ettim!

Sonuç ya da Son (Mutlu mu Değil mi sonra göreceğiz...):

Valla hiç de utanmadan söylüyorum, hala da Çınar'ı ayakta sallayarak uyutuyorum. Çok mu kolay uyuyor? Hayır. Gece uyanmıyor mu? Uyanıyor... ama zaten her zaman uyanıyordu. Hepimiz böyle uyutulmadık mı? Neredeyse... Birşey olmuş mu? Görünürde hayır :)

Pedagogun ve Evren'in tavsiyesini dinleyip yanında elini tutup, ninni söyleyerek, masal okuyarak uyutma yönetmini de deneyeceğim, ama öncelikle nefret ettiğim karyolamızdan kurtulup yer yatağına geçmemiz lazım! Bu konudaki eylem planımı da yazacağım, ama hem bu yazı daha da çok uzamasın, hem de kafamda herşey yerli yerine otursun, ondan sonra...

Kıssadan Hisse:

Peki bu yazıyı neden mi yazdım? Bebeğinin uyku sorunu olan, ama ne kadar küçükken uyku eğitimi vermeye çalışmış olursa olsun hiçbir sonuca ulaşamamış 2-3 arkadaşım var. Ve eminim biz bir sürüyüz! Ve "uyku kitaplarında" kafamıza sokmaya çalıştıkları ve -en azından beni- bunalıma sokmaya yeten yatış/kalkış saatleri ve uyku sürelerinden bağımsız olarak çok sağlıklı, çok mutlu çocuklarımız var! Ve aslında -Çınar'ın öyküsünde olduğu gibi- ne yapmak istediklerini de bize çok güzel anlatabiliyorlar -dinlemeyi bilirsek! Asıl olan onların "neye" ihtiyaç duydukları... ne kadar uyuyacaklarını, ne kadar yiyeceklerini, neyi, ne kadar, nasıl yapacaklarını "biliyorlar" ve "anlatmaya çalışıyorlar". Çünkü hepsinin ayrı bir karakteri var, ve tek bir kalıba sokulamayacak kadar farklılar! O yüzden belki, kafamızı kitaplardan çıkarıp "sözde" kuralları boş vererek bebeğimizi dinlersek, her iki taraf olarak da daha mutlu olacağız! Uyusak da uyumasak da...

NOT: Evren, senin yazdığın son uyku yazısına benzedi sanırım başlıklar... aslında öyle bir niyetim yoktu ama, çok etkilemiş beni sanırım, kusura bakma :)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bebişleri uyutma konusunda pek fikrim yok tabi ama koca bir bebek olarak kendimi bile eğitemediysem henüz, bence bu öğrenilebilir bişi değil :)) benim uyuma sürem ne kadar yorgun veya uykusuz olursam olayım 1 saatin üzerinde mesela.. loş ışık olacak, sessiz olacak, kitap okunurken bi taraftan süt içilecek :))) ona rağmen kitabı ve ışığı kapattıktan sonra uyuyana kadar baya bi debeleniyorum...

yani ben doğrusunu, mantıklısını biliyorum da noluyo? olmayınca olmuyo işte, ben de böyleyim. çınarcım da öyleymiş işte :)

ayrıca bence gayet eğlenceli bir yazı olmuş.. öperim!

beril

larcencielblog dedi ki...

Berilcim, acaba bebekliğinde nasıl uyurmuşsun, bir annenden sorabilir miyiz acaba? :))

Zira pek çok "bebeğinize uyumayı nasıl öğretirsiniz?" başlıklı kitapta bebekliğinde bu işleri öğrenmeyenlerin daha sonraları da uyku konusunda sıkıntı yaşayacakları yazar hep. Belki bu tezi çürütür niteliktedir? Ben de ayakta sallanarak uyutulmuşum, ama valla şimdi kafamı yastığa koyar koymaz sızarım...

Söylediğin gibi, yazıda da yazdım zaten, ben de artık -en sonunda- bu işlerin bebeğin yapısıyla ilgili olduğuna kanaat getirdim. Hem bak sen de söylemişsin; sen doğrusunu, mantıklısını bilyorsun da ne oluyor? Bünye uykuyu istemeyince istemiyor!

O yüzden, hakikaten, tabii ki yönlendirelim bebişleri ama zorlamalarla üzmeyelim diyorum yeniden...

Çok öptüm seni! Sevgiler...

anneyazar dedi ki...

Ankara'da ben,m bebeğimle ayları yakın anne bulma sıkıntısı çeken biri olarak sizi bulduğuma çok sevindim :) Takipteyim:)

larcencielblog dedi ki...

Anneyazar,

ben de bizim minik adama arkadaş bulduğuma sevindim!

Deneyimlerimizi paylaşmak dileğiyle, sevgiler!