Biraz da kitaplar...
...ama bu sefer uzman yazısı yok. Yeliz'cim merak etmiş, sobelemiş; ben de çok keyifli buldum ve yazıyorum (hatta itiraf edeyim, k.i.s.d'de okuduğumda "işte kimse beni sobelemezse de yazacağım" dediğim konuydu bu).
Aslında, daha önceki Minik Adamın Kitapları yazı serisinin 18-24 ay versiyonunu da yazsam çok iyi olacak. Köprünün altından çok sular aktı çünkü...
Ama bugün röportaj günü!
- Boncuğunuza kitap seçerken en çok önem verdiğiniz kriterler neler?
Yalın anlatım ve net çizimler! Sakız gibi uzayan cümleler, çok karışık resimler Çınar'a fazla geliyor. Bana da! Sırf kucak kucağa oturmak adına dinliyor öyle kitapları da, ama hiçbir zaman "en sevdiği kitaplar listesi"nin üst sıralarında yer almıyor bunlar.
Yalın anlatım ve net çizimler! Sakız gibi uzayan cümleler, çok karışık resimler Çınar'a fazla geliyor. Bana da! Sırf kucak kucağa oturmak adına dinliyor öyle kitapları da, ama hiçbir zaman "en sevdiği kitaplar listesi"nin üst sıralarında yer almıyor bunlar.
- Bir kitabın kapak tasarımı sizi cezbeder mi?
Gerçekten güzel bir tasarımsa, evet eder. Örneğin, Oğlumun Tuvalet Kitabı isimli kitabın kitap tasarımına vurulmuş ve almıştım (iyi ki de almışım, içi de gayet başarılı üstelik). Evet, sanatsal değil; ama, "iş makinesi/bavuu" seven bir erkek çocuğun ilgisini çekeceği garanti, değil mi? Bir de, Close Your Eyes'ın kapak tasarımı muhteşemdi (bakın, o sanatsal hem de). Evren'in referansı olmasa dahi, kitabı gördüğüm an alırdım, eminim! Ama, genelde yalnızca kapak tasarımına bakarak kitap almıyorum; çünkü, bence çocuk kitaplarının kapak tasarımlarında ciddi sıkıntılar var bence. İçleri kesinlikle daha başarılı!
Gerçekten güzel bir tasarımsa, evet eder. Örneğin, Oğlumun Tuvalet Kitabı isimli kitabın kitap tasarımına vurulmuş ve almıştım (iyi ki de almışım, içi de gayet başarılı üstelik). Evet, sanatsal değil; ama, "iş makinesi/bavuu" seven bir erkek çocuğun ilgisini çekeceği garanti, değil mi? Bir de, Close Your Eyes'ın kapak tasarımı muhteşemdi (bakın, o sanatsal hem de). Evren'in referansı olmasa dahi, kitabı gördüğüm an alırdım, eminim! Ama, genelde yalnızca kapak tasarımına bakarak kitap almıyorum; çünkü, bence çocuk kitaplarının kapak tasarımlarında ciddi sıkıntılar var bence. İçleri kesinlikle daha başarılı!
- Çocuk kitaplarının didaktik yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz?
Öğretmek istediği şeyi, öykünün içine güzelce saklarsa, seviyorum (mesela, Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor, güzel bir örnek bunun için). Ama "...Baykuş da demiş ki, işte çöplerinizi yerlere atarsanız, dünyamız böyle kirlenir..." tarzı doğrudan mesaj içerikli cümleleri olan kitaplardan çok da hoşlanmıyorum. Biri bana böyle bir şeyi sürekli okusa/söylese, inadına tersini yapabilirim. Ama, sonucu kendim çıkarırsam, uygulama için daha fazla şevkim olur ("bakın bunu da ben akıl ettim" diye sevinebilirim bile.. bilmiyorum, çocuklar da böyle mi hissediyorlar acaba?).
Öğretmek istediği şeyi, öykünün içine güzelce saklarsa, seviyorum (mesela, Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor, güzel bir örnek bunun için). Ama "...Baykuş da demiş ki, işte çöplerinizi yerlere atarsanız, dünyamız böyle kirlenir..." tarzı doğrudan mesaj içerikli cümleleri olan kitaplardan çok da hoşlanmıyorum. Biri bana böyle bir şeyi sürekli okusa/söylese, inadına tersini yapabilirim. Ama, sonucu kendim çıkarırsam, uygulama için daha fazla şevkim olur ("bakın bunu da ben akıl ettim" diye sevinebilirim bile.. bilmiyorum, çocuklar da böyle mi hissediyorlar acaba?).
- Çocuk kitaplarındaki resimler nasıl olmalı sizce? Hikayesini beğendiğiniz bir kitabı ilüstrasyonlarından dolayı almamazlık ediyor musunuz veya tam tersi oluyor mu? Hikayesi uyduruk olan bir kitabı grafiklerine aşık olarak aldığınız oldu mu? Grafiklerde aradığınız temel özellikler var mı? Varsa nedir?
Net ve sade çizimlerden yana oyumu kullanıyorum! Bir de, parlak renkleri seviyorum. Bence TÜBİTAK'ın Erken Çocukluk Serisi güzel bir örnek anlatamaya çalıştığım şey için.
Karışık, çok fazla ayrıntı içeren çizimler, çocukların ilgisini çok dağıtıyormuş gibi geliyor. Mesela, Animal Boogie, bence şahane bir şarkı kitabı! Resimler parlak mı parlak, canlı mı canlı! Ama Çınar uzun süre bakamadı o kitaba, çok karışık illüstrasyonlar içeriyor olmasından olabilir mi, bence olabilir! Şimdilerde ise, ben şarkısını da söyleyince okurken, severek bakıyor.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, kırmızı, sarı, yeşil, mavi gibi ağırlıklı ana renkler kullanılan çizimler Çınar'ın dikkatini kesinlikle daha çok çekiyor... ve bir de, gerçek resimler, yani objelerin fotoğrafları olan kitapları da seviyoruz -Çınar da, ben de.
Şimdiye kadar, çizimlerini beğendiğim ama içeriğini pek de sevmediğim çok kitap olmadı sanırım. Hepsi bir şekilde örtüştü... ama mesela, Uç Uç Böceği BonBon kitabının, illüstrasyonlarını çok şeker bulmama rağmen, öyküsünü aynı derecede başarılı bulmamıştım. Çınar, uğurböceklerinin ve uzun öykünün hatrına severek dinledi hep; ama, bence zayıftı.
Net ve sade çizimlerden yana oyumu kullanıyorum! Bir de, parlak renkleri seviyorum. Bence TÜBİTAK'ın Erken Çocukluk Serisi güzel bir örnek anlatamaya çalıştığım şey için.
Karışık, çok fazla ayrıntı içeren çizimler, çocukların ilgisini çok dağıtıyormuş gibi geliyor. Mesela, Animal Boogie, bence şahane bir şarkı kitabı! Resimler parlak mı parlak, canlı mı canlı! Ama Çınar uzun süre bakamadı o kitaba, çok karışık illüstrasyonlar içeriyor olmasından olabilir mi, bence olabilir! Şimdilerde ise, ben şarkısını da söyleyince okurken, severek bakıyor.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, kırmızı, sarı, yeşil, mavi gibi ağırlıklı ana renkler kullanılan çizimler Çınar'ın dikkatini kesinlikle daha çok çekiyor... ve bir de, gerçek resimler, yani objelerin fotoğrafları olan kitapları da seviyoruz -Çınar da, ben de.
Şimdiye kadar, çizimlerini beğendiğim ama içeriğini pek de sevmediğim çok kitap olmadı sanırım. Hepsi bir şekilde örtüştü... ama mesela, Uç Uç Böceği BonBon kitabının, illüstrasyonlarını çok şeker bulmama rağmen, öyküsünü aynı derecede başarılı bulmamıştım. Çınar, uğurböceklerinin ve uzun öykünün hatrına severek dinledi hep; ama, bence zayıftı.
- Çocuğunuzun şu anda en çok sevdiği 3 kitap hangileri? Bu kitapların bir ortak yönü var mı?
En sevdiği 3 değil, 6 kitap seçtim (6'ya indirebildim). Bu kitapların ortak bir yönü var; biri hariç, hepsi hediye!!! Şaka değil... "Zaten ben de onları alacaktım" diye avutabilir miyim acaba kendimi? :)
En sevdiği 3 değil, 6 kitap seçtim (6'ya indirebildim). Bu kitapların ortak bir yönü var; biri hariç, hepsi hediye!!! Şaka değil... "Zaten ben de onları alacaktım" diye avutabilir miyim acaba kendimi? :)
Aslında, pek ortak yönleri olduğu söylenemez sanırım. Yalnızca, şeker ve yalın çizimler, net anlatım, güzel hikayeler diyebilirim! İlk Taşıtlar Kitabım'ın hikayesi yok tabii ki; onun olayı, içinde her türden (oyuncak dahil) taşıt resmi olması. Çınar'ın kendi kendine dakikalarca oyalandığı kitaplardan biri. Bir Taşıtlar kitabımız daha var (sağa bakınız). O da Yasemin Teyze'mizin hediyesi (hiç şaşırmadınız, değil mi?). Bu da Çınar'ı çok oyalıyor. Hayır, yap-bozlarıyla oyalanmıyor. En arka sayfasında 4 taşıt şoförünü labirent yollarla taşıtlara bağlamışlar. Minik dolma parmaklarıyla "buuu, budaaaan, bavuuna gidiyooo" diye yolu takip ederek şoförü taşıtına ulaştırıyor. Öyle oyalanıyor. İşi bitince de parmaklarını yiyorum ben afiyetle! (Pardon, kitap tanıtımı yazısı olacaktı bu, öhöm...)
Kitaplara gelecek olursak:
1- Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor (Feridun Oral, Sara Şahinkanat): Çınar önce Nino'nun bindiği otobüse tav oldu; ama, okudukça hikayeyi de sevdi! Yılanbalığının yuvasının çökmek üzere olduğu sahnede heyecanlanıyor, Nino'nun annesine sarıldığı sahnedeyse "aauuuwww" deyip dönereke bana sarılıyor.
2- Yaramaz Bebeğin Maceraları (Barbro Lindgren): Her ne kadar okurken yaramaz bebekten örnek almasından korksam da, ben bile epey eğleniyorum! Böyle kafiyeli kitapları her ikimiz de çok seviyoruz (bir zamanların favorisi, Selçuk Demirel'in Ayağına Diken Batan Karga'sı gibi). Çınar son zamanlarda, okurken sinsi sinsi gülüyor yalnız, hmm...
3- Ay'a Yolculuk (Jill Murphy): Çınar'ın aydede sevgisi bu kitabın şahane çizimleri ve çok yalın, çok net ve çok ilgi çekici öyküsüyle birleşince, tüm zamanların en sevilen kitaplarından biri olmaya hak kazandı Bebek Ayı'nın Ay'a Yolculuğu. Hatta, iki önceki posta bakarsanız, bu kitaptan esinlenerek yaptığımız roketi ve içine doldurduğumuz "Ay pikniği malzemelerini" görebilirsiniz.
4- Yaramaz Fındık (Anna Currey, Miriam Moss): Yuvaya giderken oyalanan sevimli bir ayıcık... galiba Çınar, biraz kendisiyle özdeşleştirdi Fındık'ı. Öykü çok sevgi dolu, çizimler de çok başarılı, bir o kadar da şeker!
5- İlk Taşıtlarım Kitabı (Dawn Sirret): İçinde her türlü taşıta ait resim var, daha ne olsun! Çınar kitabı ilk eline aldığında 15 dakika kıpırdayamadan sayfalarına baktı... "Bavuu" olan her kitap, bizi cezbeder!
6- Çiftlikte (Anna Milbourne): Aslında TÜBİTAK Erken Çocukluk Kitaplığı'nı temsilen bunu seçtim. Gölde, Ay'da, Rüzgarlı Bir Gün ve Yağmurlu Bir Gün de diğer favorilerimiz! Ortak noktaları yine aynı: öğreten ama rahatsız edici şekilde didaktik olmayan bir öykü, çocuğu bir yerden yakalayan kocaman, net çizimler, parlak renkler!
- Bir çocuk kitabı yazsanız hangi temayı işlemeyi düşünürdünüz, ya da temasız öylesine bir masal mı uydururdunuz?
Keşke o kadar yaratıcı olsam! Temasız masal anlatmaya kalkarsam ucunu bucağını alamıyorum... son zamanlarda, Yeliz'ciğimden feyz alarak anlatmaya başladığım, ÇEVKO'nun EkoDino dergisinden alıntılar yaptığım bir "Çöp Kamyonunun Öyküsü" var. Çınar abartıp "Beton Mikserinin Öyküsü"nü de isteyince uyku vakti, bir de miksere öykü uydurdum. Kitaba yazılacak gibi bir şey değil, ya da, ancak Çınar gibi "bavuu" delisi çocukların ilgisini çeker sanırım... yatırım yapmaya değmeyebilir :) Ama uyku vakti Çınar'ı gayet güzel mayıştırıyor, ben seviyorum öykülerimi!
Benim söyleyeceklerim bu kadar. Şimdi sıra sizde: İkiçocukannesi, Toprak Büyürken, Bir Ege Masalı, Ece'den Sonra Neşe, Küçük Kenem ve Mira'nın Bahçesi... Bekliyorum :)
NOT: Yine geçen seferki gibi, benim sobelemediklerim de isterlerse yazsınlar, hepimiz yararlanalım!
NOT: Yine geçen seferki gibi, benim sobelemediklerim de isterlerse yazsınlar, hepimiz yararlanalım!
7 yorum:
Bu mimi okumak acaip zevkli ya, ağzımın suyu aka aka okuyorum. Çok da güzel yazmışsın, ellerine dillerine sağlık.
yaşasın... kimse beni mimlemeseydi de yazayım buna demiştim :) Perşembe'ye kadar evime kavuşamıyorum; döner dönmez ilk işim bunu yazmak olacak :)
harikasın başak, çok özenerek ve çok titiz bir çalışma olmuş:) yaramaz fndıkta aynı kavuşma sahnesini biz de yaşıyoruz.hatta bir an önce kavuşalım diye hızlı hızlı okuyoruz:) ellerine sağlık arkadaşım
k.i.s.d.,
Öncelikle senin aklına sağlık! Çok keyifle yazdım; biraz cıvıtmış da olabilirim ama çok da eğlendim yazarken :) Teşekkürler :)
Banu,
Sen yine mi yollardasın? Yavrucağın başı dönecek doğana kadar desene :)) Tamam, heyecanla bekliyorum! Mira'nın kitaplarını Çınar pek seviyor gördüğüm kadarıyla :)
Yeliz,
Yukarıda da yazdım ya, çok eğlendim yazarken! Beni de "sobe"lediğin için yeniden teşekkürler :)
Sevgiler!
amanın, amanın, amanın;
ellerinize sağlık der,
bol okumalı günler dilerim:)
süperrr:)
Çok güzel bir yazı olmuş Başak! Hemen Readerda starımı koydum :) Yazın gelince göçeceğiz anlaşılan :P
Öpüyorum sizi kocaman. Sevgiler, Evren.
Çocuklar ne ilginç detaylara takılıyorlar. Deniz de Yavru Ahtapot'u seviyor, ama otobüs özellikle ilgisini çekmemişti. Ben de çok seviyorum, çok güzel bir kitap. Ve dediğin gibi, dozunda veriyor mesajları.
Yorum Gönder