28 Aralık 2011 Çarşamba

Eski Türklerde Çam Ağacı Süsleme Geleneği (Muazzez İlmiye ÇIĞ'dan)

Bir kaç yazı üst üste çam ağaçlarından, süslerinden ve altına hediyeler koymaktan bahsettim... Babam da dün bu aşağıdaki yazıyı gönderince, eklememezlik edemezdim!

Bu geleneği ben 3-4 yıl önce öğrendim, o günden beri de daha bir severek kuruyorum çam ağacımızı, daha bir severek süslüyorum. Muhtemelen çoğunuzun da bilgisi vardır; ama, yine de paylaşmak istedim. 

Buyrun bakalım, neden çam ağacı süslüyoruz biz?





ÇAM SÜSLEME GELENEĞİ 

Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır.

Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor.

Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.

Kaynak için TIK TIK!

Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor.

Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.

İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar.

Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.

Bayramın adı: NARDUGAN

(nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.

Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar.

Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar,dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.

Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar.

Yaşlılar,büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.

Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.

Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş, bu yüzden olayın;  Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.

İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok.

"Doğum, güneşin yeniden doğuşu"

Sümerolog 
Muazzez İlmiye ÇIĞ

Not: Daha fazla bilgi için, bu siteye de bakabilirsiniz...

8 yorum:

Deli Anne dedi ki...

e artık içimiz daha rahat ağaç süsleyebiliriz.. Hayat Ağacı ha.. ne güzel:)

Bana Avatar daki ağacı anımsattıı..

larcencielblog dedi ki...

Evet, aynen öyle :)

Bu "hikayeyi" ve değişik versiyonlarını okumak çok hoşuma gidiyor aslında. Eski Türkler'deki ritüeller, Şaman kültürü çok ilgimi çekiyor. Çok renkli, çok canlı ve çok sosyal. Ve bir o kadar da kişinin kendisini fark etmesine olanak veren bir kültür. Keşke yaşatabilmek için daha çok şey yapsak.

Sevgiler!

daphs dedi ki...

Hayat ağacını çok eskiden beri bilirim de bu çam süsleme geleneği ile ilgisini, hele de bu kadar köklü bir gelenek olduğunu sayende öğrendim Başakcım! Biraz daha araştırdım ve gördüm ki çam ağacı süsleme değil, ama yılbaşında hediyeler verme ve ayaz ata figürü o coğrafya da oldukça yaygınmış. Ama aklıma bir soru takıldı; cevabını da bulamadım şimdilik. biz bu kutlamalrdan nasıl ve niye vazgeçtik acaba? ve onca zaman sonra, bir kültür emperyalizmi sürecinde benliğimize işleyen bu kutlamaların aslında bizim tarihimizde olduğunu nasıl oldu da unuttuk? rusyada da (evet onlarda da varmış mesela bu kış baba/ayaz ata) bu kutlamalardan sovyet rejimine geçiş döneminde burjuvalara yönelik ve dini bir kutlama olduğu gerekçesiyle yasak konulmuş. peki bize ne oldu? anlaşılan şimdilerdeki balık hafızalı durumumuz da geçmişten gelen bir varoluş şekli... :P

larcencielblog dedi ki...

Defne'cim, net bilmiyor olmakla birlikte, ben biraz İslamiyetin kabulüyle ilgisi olduğunu düşünüyorum...

kezbant dedi ki...

Başak'cım dün gazetelerde Keşan Müftüsünn mariftelerini okuduk, okumuşsundur sende.. Ona kapak olur bu paylaştığın yazı/adres umarım :)))

larcencielblog dedi ki...

Sorma Kezban'cım, Ahmet okudu bana da... Cehalet fena şey, insanı ne komik durumlara düşürüyor değil mi?

ZEYNEP dedi ki...

bir şekilde kulağıma çalınmıştı ama bu kadar açık seçik okumamıştım, bilmiyordum asıl kaynağını. İyi ki yazmışsın, cok hosuma gitti :)

larcencielblog dedi ki...

Böyle güzel yorumlar alınca, ben de yazdığıma sevindim :)